Atatürk Arboretumu İstanbul içinde butik bir doğa!
Atatürk Arboretumu Uzun yıllardır İstanbul’da yaşayıp hala keşfedemediğimiz mekanlardan biri. Keşfetmeye zaman bulamadığımız bir çok yer var. İki bisikletli olan Atakan ve Caner, ormanlık alanlarda hafta içi yaptıkları gezilerden sık sık bahsedince artık vakti geldi dedik ve “bir pazar günü” Atatürk Arboterumu ‘na doğru yol aldık.
Konumumuz aslında gezi noktamıza oldukça yakın fakat havaların ısınmasıyla birlikte aracıyla Kemerburgaz’dan itibaren ormanlık alanlara yayılan piknikçilerle dolu olması sebebiyle oldukça yoğun bir trafiğin içerisinde kaldık. Bu sebeple asla ve asla özellikle yaz dönemlerinde Arboretum civarına araç ile gelmeyin. Motor ya da bisiklet tercih edebilirsiniz. Daha akıllıca bir seçim olacaktır. Bu arada Alibeyköy’den başlayan yolculuk ortalama 1 saat 15 dakika kadar sürdü. Plansız yola çıkmanın sonuçları da desek yeridir. Biz 16:00’da yola çıkıp 17:15’de ancak varabildik.
Türkiye’nin ilk fidanlığı:
Atatürk Arboretumu
Yukarıdaki renkli kareden de anlayacağınız üzere, Arboretum oldukça tercih edilen bir yer. Özellikle Nişan ve Düğün için dış mekan fotoğraf çekimlerinin yapıldığı, oldukça fazla fotoğraf seçeneği sunan nadide mekanlardan biri. Fakat girişi de oldukça pahalı. Sanıyorum üstteki çift burada fotoğraf çektirmek için giriş ücreti olarak 350 TL ödedi.
Bunun dışında hafta içi yetişkinler 5 TL Öğrenci 2 TL gibi bir ücretle içeri girebiliyorken hafta sonu bu rakamlar değişiyor. Pazar günü gezmeye niyetlenince yetişkinler için kişi başı 15 TL ödemek durumunda kaldık. Atatürk Arboretumu ‘nda yeme-içme için bir yer bulunmuyor.
Ayrıca, girişte elinizde yiyecek türü şeyler varsa görevlilere teslim etmek zorundasınız. Alan büyük olduğu için temiz tutmak gerçekten zahmet istiyor, baş edilemeyince de böyle bir yol tercih edilmiş. Türk insanının biraz da bu konuda anlayışsız olduğunu düşünürsek o yiyecekleri ellerinden almazsanız bu kadar rağbet görülen bir yer olmaktan çıkacağını da hesaplamalısınız.
En önde koşturan ufaklıklar da bizden olmak üzere 6 kişi gezimize başladık. Yolun solunda ve sağında göletler var. Sıkıcı bir yolculuktan sonra herkes susayınca sol kısımdaki göletin biraz ilerisinde çeşme olduğunu öğrendik ve oradan su içmek üzere yola koyulduk.
Göl kenarında bahsettiğim bank 🙂 Genç çiftlerden ve fotoğraf çekimlerinden pek fırsat olmadı açıkcası.
Atatürk Arboretumu ‘nda göl etrafı tamamen ağaçlarla örülü. Etrafında çeşitli noktalarda tamamen ahşaptan banklar var. Burada kuş seslerini dinlemek isterseniz oturup rahatlayabilirsiniz. Tabi bu sırada sizi selamlayan minik dostlarımız da yok değil. Gölde balıklar var. Yetiştirilmek üzere sanıyorum sazan bırakılmış. Ayrıca bir çok kaplumbağa ve birkaç kuğu da gölün sakinleri arasında yer alıyor.
Gölet Etrafında yürüyüş yapmak çok keyifli
Konusu geçmişken o bir kaç kuğudan biri bu 🙂 İnsanlara alışık, gelenden yiyecek bir şeyler koparmanın derdinde. Bu yüzden hiç yabani durmuyor. Olur da görevlilerden gizli içeri yiyecek sokmayı başarırsanız kuğuları besleyebilirsiniz. Biz bu fotoğrafları çekerken sözünü ettiğimiz bankta düğünleri olacak çiftlerin fotoğrafları çekiliyordu, müsait olmayınca fotoğraflamak mümkün olmadı. Biz göller merkezi konumda olduğu için ormanlık alanlara doğru yürümek istedik. Gezinin sonunda da gölleri gezip final yapacağız.
Gezmeye pek fırsat bulamıyorsanız, toprak yol görünce aklınıza direk memleketiniz gelebilir benim gibi. Toprak yol, orman, yeşillik.. Sanki İstanbul’da değiliz! Fakat burası Atatürk Arboretumu !
Biz ormanlık alana doğru tırmanmaya başladık, kuğular da güneşin ve göletin keyfini sürüyor.
Bana şekli oldukça ilginç geldi. Genelde ağaçların hemen dibinde açıklamalar oluyor. Fakat bu ağaçta bulamadık. Ya da onlar da bu ağaca bir anlam veremedi kim bilir 🙂
Atatürk Arboretumu ‘nun alanı oldukça büyük. Yürüyüş alanları üstte gördüğünüz gibi ana yollarda asfalt fakat bazı bölgelerde de patikalar da var. Standartlara pek uymadığımızdan patika yolları tercih ettik. Hatta bunun sonucunda çilek yeme imkanımız oldu. Bir gölette yabani ördekleri de görebildik.
Atatürk Arboterumunu gezerken gözünüzü dört açın, belki bir gün bu çileklere siz de denk gelebilirsiniz
Yürüyüş alanlarını ve göletleri gezdikten sonra girişe yakın olan bu göletin etrafında birazcık dinlendik. Şaka yapıyorum birazcık olamaz 🙂 Fazla fazla! Aşırı yorulduk. Tabi bu arada fotoğraf çekimi yaptıranlar bir yanda! Diğer tarafta küçük bir çocuğun eline profesyonel fotoğraf makinesi verip niye çekemiyorsun diye fırça atan hanımefendi diğer yanda oldukça renkli görüntüler oluşturuyordu. Çevremizde yabani kiraz ağaçları gördük. Fakat henüz olgunlaşmamışlar. 20 gün içerisinde Arboretum’da kiraz yiyebilirsiniz 🙂 Biz erik ağacı bulup ondan bir miktar topladık ve tadına baktık.
Atatürk Arboretumu Çevrede yeme-içme mekanı olmadığını söylemiştik. 16:00’da başlayan gezi 19:30’da son buldu. Burada yaptığımız etkinlikte oldukça keyifli zaman geçirdik. Saat 20:00’da Arboretum’un kapanıyor. Gelirken yaşadığımız trafik çilesinin dönüşte de yakamızı bırakmayacağını biliyorduk aslında ama bu geziyi yapabilmek için pek fırsat olmayınca mecburen bu duruma katlandık.
Bu etkinlikte beni yanlız bırakmayan Atakan, Caner, Koray ve minik misafirlerimiz Kağan ile Fatih’e teşekkür ederim. Bisikletliler sayesinde güzel bir gün geçirdim.
Fotoğraftakiler soldan itibaren;
Koray, Caner, Atakan, Fatih (Kucakta), Kağan ve son olarak ben (fotoğrafı çeken, başka kalmadı zaten 🙂 )
Daha fazla fotoğraf görmek istiyorsanız; https://www.facebook.com/bizimlegez/posts/526733727529149
Bu yazımızı beğendiyseniz Çilingoz Tabiat Parkı ve Belgrad Ormanı yürüşümüzü de okumak isteyebilirsiniz.
Bizi takip etmek isterseniz;
Facebook
Twitter
Instagram
Yazar: Aykut Özcan