Militarizm Nedir? Militarist Ne Demek?
Her ülkenin savaş ve benzeri durumlara hazırlıklı olmak; ülkenin farklı noktalarında güvenliği sağlamak için bir ordusu vardır. Ordunun devlet yönetiminde çok fazla söz sahibi olması, askerlere statüleri nedeniyle farklı imtiyazlar tanınması ve problemlerin çözümlenmesinde askeri güce başvurulması ise militarizm olarak adlandırılır. Militarizmin hem gerçek hayatta hem de insanların düşünce yapısında yansımaları vardır. Bazı toplumlar, dini ve ulusal değerleri nedeniyle askerliğe kutsal bir değer atfederler.
Türkiye’de de benzeri bir durum söz konusudur. Toplum nezdinde her zaman askere ayrı bir saygı duyulur. Aslında bunun altında tarihsel kökler yatar. Türklerin her zaman savaşçı bir toplum olması, vatan sevgisinin her şeyin üzerinde tutulması, ülkenin çok zor mücadelelerden ve milyonlarca şehit verildikten sonra kurulması; askere duyulan saygının altında yatan nedenlerdir. Militarizm ile bahsedilen aslında normal bir askeri güç değildir. Bu kavramda bir aşırılık söz konusudur. Askeri darbe rejimi ile yönetilen ülkeler, militarist ülkelere örnek olarak gösterilebilir. Yazımızda militarizm nedir, anti militarist ne demek ve görüşleri nelerdir gelin inceleyelim.
- Militarizm Nedir? Militarizm, bir ülkenin silahlı gücünün orantısız olması ve çıkan sorunları silahlı kuvvetlerin olaya el koyma metoduna başvurmasıdır.
- Türk Dil Kurumu’na göre militarist ne demek?: Militarizm yanlısı olan kimse
Militarizm Kökenleri
Kavramın ilk ortaya çıkışı, 1860’lı yıllara dayanır. Pierre-Joseph Proudhon tarafından ortaya atılan kavram, bireylerin ve kurumların askeri değerlere göre kendini kategorize etmesi olarak değerlendirilir. Örneğin; Türkiye’de çok sık duyulan “Her Türk asker doğar.”, “ “Vatan sana canım feda!” gibi sözler; bu coğrafyada dünyaya gelen çoğu erkek için vatanın ne kadar değerli olduğunu gösterir. Volker R. Berghahn ise yaşadığı dönemdeki güncel gelişmelerin militarizmi ortaya çıkardığını savunmaktadır. I. ve II. Dünya Savaşı, Almanya’nın askeri saldırganlığını çok geniş bir coğrafyaya yayması, ilerleyen dönemlerde ise yaygınlaşan nükleer silahlanmanın bir tehdit unsuruna dönüşmesi ile militarizmin hem gerçek hayatta hem de düşünce yapısının şekillenmesinde etkileri ortaya çıkmıştır.
- İlginizi Çekebilir: Oligarşi Nedir?
Anti Militarist Görüşler
Savaş karşıtı olan ve silahlı hareketlere topyekûn bir karşıtlık güden görüşler, anti-militarist olarak değerlendirilir. Kadın ve erkeğin eşitliğini savunan feminist düşünce akımına göre militarizm, ataerkil yapının tetikleyicisi konumundadır. Militarist görüşün baskın olduğu toplumlarda eşitlik her zaman erkekler lehine bozulur. Askeri düzene kadınlar kısmen dâhil edilse de birçok ülkede lider konumda bulunan askerler erkeklerden oluşur. Bunun yanı sıra savaşların öncesinde ve sonrasında artan tecavüz ve şiddet olaylarının mağduru da kadınlardır.
Askerliğin kutsal olduğu toplumlarda, her erkeğin potansiyel ülke savunucusu olarak görülmesi nedeniyle kadın-erkek arası yaşanan çatışmalarda galip çıkma ihtimalleri daha yüksektir. Orta Doğu ülkelerinin bazılarında askerlerin köy köy gezerek beğendikleri kadınları kendilerine eş yapması; kadının burada hiçbir söz hakkının olmaması, militarizmin doğurduğu olumsuz sonuçlardan biridir.
Farklı Ülkelerden Militarizm Örnekleri
Çok eski dönemlerden bugüne doğru gelindiğinde geride kalan pek çok savaş, darbe ve askeri yönetimlerin etkin olduğu dönemler; militarizmin somut örnekleri olarak gösterilebilir. Adolf Hitler’in İkinci Dünya Savaşı’nda izlediği zalim politikaya rağmen kitleleri peşinden sürüklemesi, bu konuda verilecek ilk örnektir. Askeri bir düzenin toplumun tamamına yayıldığı Nazi Almanya’sında çocuklar bile bu etkinin altındadır. Bunun için okul kitapları birer propaganda aracına dönüştürülmüştür.
Kuzey Kore
1 milyondan fazla asil; 4 milyonun üzerinde yedek askeri gücü ile Kuzey Kore, militarizme verilecek en iyi örnektir. Askerileşmenin en yüksek olduğu ülke olan Kuzey Kore’de, halkın büyük çoğunluğu askerdir. Gelirin de büyük kısmı askeri yatırımlara ayrılır. Kimyasal ve nükleer silah programı konusunda sürekli çalışmalar yapılan ülkede, halk fakirlik içerisinde yaşamaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri
Amerika, dünyanın “süper gücü” olarak askeri gücünü farklı ülkeler üzerinde sık sık denemektedir. Demokrasi getirmek bahanesiyle girdiği pek çok ülkeyi daha da fazla karıştıran ABD ordusu, 2003 yılında Irak’ı işgal etmiştir. Bu işgal sırasında askerlerin Iraklı mahkûmlara yaptıkları işkencelere ve tecavüzlere ilişkin görüntüler, uzun süre kamuoyunu meşgul etmiştir. Uzun süre Irak’ta kalan ABD’nin askerleri, bugün dünyanın pek çok ülkesinde görev yapmaya devam etmektedir.
Türkiye’de Militarizm
Türkiye, geçmiş dönemlerde neredeyse 10 yılda bir yapılan darbelerle militarizmin etkisini oldukça fazla hisseden ülkelerden biridir. Bu darbelerin en çok bilinenleri 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980’de yapılanlardır. 60 darbesi, seçimle iş başına gelen Başbakan Adnan Menderes’in ve çok sayıda siyasetçinin idamıyla sonuçlanmıştır. 80 darbesi ise sağ ve sol siyasi ideolojiyi savunan gençlerin idam edilmesi ya da hayatlarında kalıcı izler bırakacak işkencelere uğraması ile neticelenmiştir. 1980’den sonrada askeri kanat, muhtıralarla ya da darbe kalkışmalarıyla siyasi hayata müdahale etmeye çalışmıştır. Son olarak 15 Temmuz 2016’ da yapılan askeri darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlanmış ve halkın da desteğiyle bastırılmıştır.
Militarizm Neden Tehlikeli?
Peki, militarizm neden tehlikeli? Modern çağda ordunun siyasete sürekli müdahalede bulunması demokrasiye zarar verir. Demokratik ülkeler, seçim mekanizmasını işleterek halka yöneticisini seçme hakkı verir. Silah gücüyle insanları korkutarak bir yönetime mecbur etmek ise çağın çok gerisinde kalmış bir yaklaşımdır. Gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler, halen bu tür sorunlarla mücadele etmektedir. Bu noktada yasalarla askerin yetkilerini sadece askeri alanlarla sınırlı tutmak; siyaset, eğitim gibi alanlarda ise sivil yöneticilere yer vermek gerekir. Militarizm bir ülkede aşırı güçlendiğinde, halk her zaman geri planda kalır. Askeri rejimlerde muhalefet kesimi bulunmaz.
Genellikle zor kullanarak iş başına gelen bu rejimler, karşısında hiçbir siyasi yapıya yer vermez. Ülkede askeri yönetim olmasa bile farklı şekillerde askerin siyasete yön vermeye çalışması, sivil siyasetçilerin itibarını zedelerler. İtibarsız ve sürekli başkaları tarafından yönlendirilen bir siyasi rejimin, ekonomiye de zararı oldukça fazladır. Demokratik ve herkes için adil olan bir yönetim anlayışı, Türkiye ve tüm ülkeler için adeta bir zorunluluktur. Aksi takdirde siyaset, sadece belirli bir kesimin çıkarlarını koruyan diğerlerine ise baskı aracı olarak kullanılan bir yapıdan öteye gidemez.
Yazımızda militarizm nedir, militarist ne demek hakkında yazdığımız yazıyı okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Bizi YouTube de takip edebilirsiniz.