Anksiyete Bozukluğu nedir? Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) Nasıl tedavi edilir?

02.08.2020
55
Anksiyete Bozukluğu nedir? Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) Nasıl tedavi edilir?
Modelistlik Kursu

Anksiyete bozukluğu, diğer adıyla Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) hakkında merak edilen konuları ele alacağız. Anksiyete bozukluğu kavramında en çok yaygın anksiyete bozukluğu tedavisi araştırılmaktadır ve teşhisler de bu yöndedir.

Anksiyete bozukluğu normal gerginlik, kaygı veya endişe duygularından farklıdır ve aşırı korku veya endişe içerir. Anksiyete bozuklukları zihinsel bozuklukların en yaygın olanıdır ve yetişkinlerin yaklaşık yüzde 30’unu yaşamlarının bir noktasında etkiler. Ancak anksiyete bozukluğu tedavi edilebilir ve çok sayıda etkili tedavi mevcuttur. Tedavi çoğu insanın normal üretken yaşam sürmesine yardımcı olur.

Anksiyete gelecekteki bir endişenin öngörülmesi anlamına gelir ve daha çok kas gerginliği ve kaçınma davranışı ile ilişkilidir. Korku, acil bir tehdide karşı duygusal bir tepkidir ve daha çok kaç ya da savaş tepkisi ile ilişkilidir.

Anksiyete bozuklukları, insanların semptomlarını tetikleyen veya kötüleştiren durumlardan kaçınmaya çalışmasına neden olabilir. İş performansı, okul çalışması ve kişisel ilişkiler etkilenebilir. Genel olarak, bir kişinin anksiyete bozukluğu tanısı alabilmesi için korku veya anksiyete etkisiyle kişinin durumuna veya yaşına uygunsuz davranışlar sergilemesi gereklidir. Normal çalışma yeteneğini engellemesi gerekir. 

Anksiyete bozukluğunun genel olarak yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu, spesifik fobiler, agorafobi, sosyal anksiyete bozukluğu ve ayrılık anksiyetesi bozukluğu gibi çeşitleri vardır.

Neler Okuyacaksınız? →

Anksiyete Bozukluğu Nedir? 

Şimdilerde herkes endişeli hissediyor. Bu normal bir duygu… Örneğin, işte bir sorunla karşılaştığınızda, sınava girmeden önce veya önemli bir karar vermeden önce gergin hissedebilirsiniz.

Yeni Ümit İş Makinesi Kursu

Anksiyete bozuklukları bunlardan çok daha farklıdır. Anksiyete bozukluğu bir akıl hastalığıdır ve neden oldukları sıkıntı sizi normal yaşamınıza devam etmekten alıkoyabilir.

Bu hastalıktan muzdarip olan kişiler, endişe ve korku yaşar. Bu duygular sürekli, ezici ve sakatlayıcı olabilir. Ancak tedavi ile birçok insan bu duyguları yönetebilir ve tatmin edici bir hayata geri dönebilir.

Yaygın anksiyete bozukluğu nedir? 

Yaygın anksiyete bozukluğu genel olarak aşırı ve abartılı anksiyete ile karakterizedir ve günlük yaşamdaki olayları için endişelenmek için açık bir neden yoktur. Yaygın anksiyete bozukluğu belirtileri olan insanlar her zaman felaket bekler ve sağlık, para, aile, iş veya okul hakkında endişelenmeyi durduramazlar. 

Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişilerde endişe çoğu zaman gerçekçi değildir veya durum ile orantısızdır. Günlük yaşam sürekli bir endişe, korku ve kaygı haline gelir. Sonunda anksiyete, kişinin iş, okul, sosyal etkinlikler ve ilişkiler de dahil olmak üzere günlük işleyişini etkiler ve müdahale eder.

Yaygın anksiyete bozukluğu belirtileri nelerdir?

Yaygın anksiyete bozukluğu bir kişinin düşünme şeklini etkiler, ancak endişe fiziksel belirtilere de yol açabilir. Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişilerde aşırı, sürekli endişe ve gerginlik bulunur. Sorunlara gerçekçi olmayan bakış açısına sahip olurlar. Huzursuzluk ve sinirli olma hissi hakimdir. Kas gerginliği, baş ağrısı, terleme, konsantrasyon zorluğu, mide bulantısı, sık sık tuvalete gitme ihtiyacı, yorgunluk, düşme veya aşırı uyuma sorunu, titreme ve kolayca ürkme gibi belirtileri vardır.

Ek olarak, yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler sıklıkla panik bozukluğu veya fobiler gibi başka endişe bozukluklarına, obsesif-kompulsif bozukluğa, klinik depresyona veya uyuşturucu veya alkol bağımlığı gibi sorunlara sahiptir.

Yaygın anksiyete bozukluğu nedenleri nelerdir?

Yaygın anksiyete bozukluğunun kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik, beyin kimyası ve çevresel stresler gibi birçok faktörün gelişimine katkıda bulunduğu görülmektedir.

Genetik nedenler

Bazı araştırmalar, aile geçmişinin bir kişide yaygın anksiyete bozukluğu görülme olasılığını arttırmada rol oynadığını öne sürüyor. Bu, yaygın anksiyete bozukluğu geliştirme eğiliminin ailelerden geçebileceği anlamına gelir.

Beyin kimyası

Yaygın anksiyete bozukluğu, düşünce ve duygulardaki belirli beyin bölgelerini birbirine bağlayan belirli sinir hücresi yollarının anormal işleyişi ile ilişkilendirilmiştir. Bu sinir hücresi bağlantıları, bir sinir hücresinden diğerine bilgi ileten nörotransmiterler olarak adlandırılan kimyasallara dayanır. Belirli beyin bölgelerini birbirine bağlayan yollar etkin bir şekilde çalışmazsa, ruh hali veya kaygı ile ilgili sorunlar ortaya çıkabilir. 

Bu nörotransmiterleri tetiklediği düşünülen ilaçlar, psikoterapiler veya diğer tedaviler, devreler arasındaki sinyali iyileştirebilir ve anksiyete veya depresyon ile ilgili semptomları iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Çevresel faktörler

Travma ve istismar, sevilen birinin ölümü, boşanma, iş veya okulun değişmesi gibi stresli olaylar yaygın anksiyete bozukluğunu tetikleyebilir. Yaygın anksiyete bozukluğu ayrıca stres dönemlerinde daha da kötüleşebilir. Alkol, kafein ve nikotin de dahil olmak üzere bağımlılık yaratan maddelerin kullanılması endişeyi daha da kötüleştirebilir.

Yaygın anksiyete bozukluğu nasıl teşhis edilir?

Yaygın anksiyete bozukluğunun belirtileri varsa, doktor tıbbi ve psikiyatrik geçmişiniz hakkında sorular sorarak değerlendirmeye başlayacaktır ve fiziksel muayene yapabilir. Özellikle anksiyete bozukluklarını teşhis edecek laboratuar testleri olmamasına rağmen, doktor semptomların nedeni olarak fiziksel hastalıkları aramak için çeşitli testler kullanabilir.

Doktor, yaygın anksiyete bozukluğu teşhisini, semptomların neden olduğu işlevsellik ile ilgili problemler de dahil olmak üzere semptomların yoğunluğu ve süresi hakkındaki raporlara dayandırır. Doktor daha sonra belirtilerin ve işlev bozukluğunun derecesinin belirli bir endişe bozukluğu gösterip göstermediğini belirler. 

Yaygın anksiyete bozukluğu, semptomların en az altı aylık bir süre içinde haftada kaç gün sürdüğü durumlarda teşhis edilir. Belirtiler ayrıca, iş ya da okulu kaçırmanıza neden olma gibi günlük yaşama müdahale etmelidir.

Yaygın anksiyete bozukluğu nasıl tedavi edilir?

Başka bir tıbbi durum bulunmazsa, yaygın anksiyete bozukluğu gibi zihinsel hastalıkların teşhisi ve tedavisi için özel olarak eğitilmiş bir psikiyatr veya psikoloğa, ruh sağlığı uzmanlarına yönlendirilebilirsiniz. Yaygın anksiyete bozukluğu tedavisi çoğu zaman ilaç ve bilişsel-davranışçı terapi kombinasyonunu içerir.

İlaçlar: Yaygın anksiyete bozukluğu tedavisi için ilaçlar mevcuttur ve kaygıları günlük işleyie müdahale eden kişiler için özellikle yararlı olabilir. Bu hastalığın tedavisinde en sık kullanılan ilaçlar kısa vadede bağımlılık yapabilen, sakinleştirici olduklarını ve hafıza ve dikkatle etkileşime girebilecekleri benzodiazepinler adı verilen bir ilaç sınıfındandır. 

Bu ilaçlar bazen sakinleştirici hipnotikler olarak da adlandırılır çünkü şiddetli akut kaygı duygularını giderebilirler. Kas gerginliği ve huzursuzluk gibi fiziksel kaygı belirtilerini azaltarak çalışırlar. Yaygın benzodiazepinler, Xanax, Librium, Valium ve Ativan’ı içerir. 

Bu ilaçlar, diğer birçok ilaçla birleştirildiğinde sedasyon etkilerini abartır ve alkolle karışması durumunda da tehlikelidir. Paxil, Effexor, Prozac, Lexapro, Zoloft ve Cymbalta gibi bazı antidepresanlar da bu hastalığı daha uzun süre tedavi etmek için kullanılır. Bu antidepresanların çalışmaya başlaması birkaç hafta sürebilir ancak bu hastalığın tedavisi için daha güvenli ve daha uygundurlar.

Bilişsel-davranışçı terapi: Endişe rahatsızlıklarından muzdarip insanlar, endişeli duygulara yol açan düşünce kalıplarını ve davranışlarını tanımayı ve değiştirmeyi öğrendiğiniz bu terapi türüne sıklıkla katılır. Bu terapi türü endişelere daha gerçekçi bakarak çarpık düşünceleri sınırlamaya yardımcı olur.

Ek olarak, derin nefes alma ve nefes gibi gevşeme teknikleri, sıklıkla bu hastalığa eşlik eden kas gerginliğini kontrol etmeye yardımcı olabilir.

Yaygın anksiyete bozukluğu için neler yapılmalıdır?

Kahve, çay, kola ve çikolata gibi kafein içeren ürün tüketiminizi durdurun veya azaltın. Reçetesiz satılan ilaçları veya bitkisel ilaçları almadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışın. Birçoğu kaygı semptomlarını artırabilecek kimyasallar içerir.

Günlük egzersiz yapın ve sağlıklı, dengeli bir diyet yapın. Travmatik veya rahatsız edici bir deneyimden sonra danışmanlık ve destek alın. Yoga ya da meditasyon gibi stres yönetimi tekniklerini uygulayın.

Anksiyete Bozukluğu neden olur? 

Kaygı bozukluğunun nedenleri tam olarak anlaşılmamıştır. Travmatik olaylar gibi yaşam deneyimleri, halihazırda kaygıya yatkın kişilerde kaygı bozukluklarını tetikliyor gibi görünmektedir. Miras alınan genetik özellikler de bir faktör olabilir.

Bazı insanlar için anksiyete, altta yatan bir sağlık sorunuyla ilişkilendirilebilir. Bazı durumlarda, endişe belirtileri ve semptomları tıbbi bir hastalığın ilk göstergesidir. Doktorunuz endişenizin tıbbi bir nedeni olabileceğinden şüpheleniyorsa, bir sorunun belirtilerini aramak için testler isteyebilir.

Kalp hastalığı, şeker hastalığı, hipertiroidizm gibi tiroid sorunları, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve astım gibi solunum bozuklukları bu hastalığı tetikleyebilir. 

Uyuşturucu kullanımı veya uyuşturucunun bırakılması, alkol, kaygı önleyici ilaçlar veya diğer ilaçları bırakma gibi durumlar da tetikleyici olabilir. Kronik ağrı veya huzursuz bağırsak sendromu, bazı kaç ya da savaş hormonları üreten nadir görülen tümörler yine kaygı bozukluğunu ve sosyal kaygı bozukluğunu tetikleyebilir. Bazen anksiyete, bazı ilaçların yan etkisi olabilir.

Anksiyete Bozukluğu başlangıcı

Anksiyete bozuklukları 13 ila 18 yaş arası çocukların % 25,1’ini etkiler. Araştırmalar, kaygı bozukluğu olan tedavi edilmemiş çocukların okulda kötü performans gösterme riskinin yüksek olduğunu, önemli sosyal deneyimleri kaçırdığını ve madde bağımlılığı içinde bulunduğunu göstermektedir.

Anksiyete bozukluğu belirtilerini gösteriyorsa bir psikiyatriste gitmeniz ve psikologdan danışmanlık almanız en iyisidir. Anksiyete başlangıcı aşamasında teşhis edilirse çok daha kolay tedavi edilebilir.

Anksiyete bozuklukları sıklıkla depresyon, yeme bozuklukları ve hiperaktivite bozukluğu gibi diğer bozukluklarla birlikte görülür. Belirtiler tipik olarak çocuklukta başlar. Hatta ortalama başlangıç yaşı 7’dir. Obsesif kompulsif bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu, bazılarının aynı anda yaşayabileceği anksiyete bozuklukları ile de yakından ilişkilidir.

Anksiyete Bozukluğu belirtileri nelerdir?

Yaygın anksiyete belirtileri ve semptomları vardır. Anksiyete bozukluğu fiziksel belirtileri ortaya çıkar. Gergin veye huzursuz hissetmek, yaklaşmakta olan bir tehlike, panik veya dehşet hissi, kalp atış hızınızın artması, hızlı nefes alma, terleme, titreme, zayıf veya yorgun hissetme, konsantre olma veya şu anki endişeden başka bir şey hakkında düşünememe sorunu bu belirtiler arasındadır.
Ayrıca uyumakta güçlük çekme, gastrointestinal problemleri yaşama, endişeyi kontrol etmekte zorluk çekme, endişeyi tetikleyen şeylerden kaçınma dürtüsüne sahip olma gibi hisler de anksiyete belirtilerindendir.

Bu tür kaygı bozukluğu belirtileri eğer sizde de varsa bir uzman doktora gitmenizi tavsiye ederiz. 

Anksiyete bozukluğu dsm 5 tanı kriterleri 

Amerikan Psikiyatri Birliği’ne göre, anksiyete bozuklukları en sık görülen psikiyatrik bozukluklardır. Kaygı bozukluğu olan birçok hasta, anksiyete ile ilgili fiziksel semptomlar yaşar ve daha sonra birinci basamak sağlayıcılarını ziyaret eder. Bu anksiyete bozukluklarının prevalans oranlarının yüksek olmasına rağmen, bunlar sıklıkla tanınmaz ve tedavi edilmeyen klinik problemlerdir.

Zihinsel Bozuklukların Teşhis ve İstatistik El Kitabına göre, DSM-5 kaygı bozuklukları, aşırı korku ve kaygı ve buna bağlı davranışsal rahatsızlıkların özelliklerini paylaşan bozuklukları içerir. Bu bozukluklar arasında ayrılma anksiyetesi bozukluğu, seçici mutizm, özel fobiler, sosyal anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu, agorafobi, yaygın anksiyete bozukluğu, madde ya da ilaca bağlı anksiyete bozukluğu ve başka bir tıbbi duruma bağlı anksiyete bozukluğu bulunmaktadır.

Anksiyete bozukluğu çeşitleri 

Kaygı bozukluklarının birçok farklı türü vardır. Gelin hep birlikte kaygı bozukluğu türlerini öğrenelim.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Yaygın anksiyete bozukluğu, günlük aktivitelere müdahale eden kalıcı ve aşırı endişe içerir. Bu devam eden endişe ve gerilime, huzursuzluk, kenarda hissetme veya kolayca yorulma, konsantre olma zorluğu, kas gerginliği veya uyku sorunları gibi fiziksel belirtiler eşlik edebilir. Genellikle endişeler, iş sorumlulukları, aile sağlığı veya ev işleri, araba tamiratları veya randevular gibi küçük ve günlük konulara odaklanır.

Panik Atak

Panik bozukluğunun temel semptomu, fiziksel ve psikolojik stresin ezici bir birleşimi olan ve tekrarlayan panik ataklardır. Atak sırasında çarpıntı, hızlı kalp atışları, terleme, titreme, nefes darlığı veya boğulma hissi, göğüs ağrısı, baş dönmesi, yorgun hissetme, boğulma hissi, uyuşukluk veya karıncalanma, titreme veya sıcak basma, mide bulantısı veya karın ağrıları, kopukluk hissi, kontrolünü kaybetme korkusu, ölüm korkusu gibi semptomların birçoğu kombinasyon halinde ortaya çıkar. 

Semptomlar çok şiddetli olduğundan, panik atak geçiren birçok kişi kalp krizi veya yaşamı tehdit eden başka bir hastalık geçirdiğine inanabilir ve bir hastanenin acil servisine gidebilir. Panik ataklar, korkusuz bir nesneye tepki veya beklenmedik şekilde görünüşte sebepsiz bir şekilde gerçekleşmesi şeklinde olabilir. Panik bozukluğu başlangıcı için yaş ortalaması 22-23’tür. Panik ataklar, depresyon veya travma sonrası stres bozukluğu gibi diğer zihinsel bozukluklarla ortaya çıkabilir.

Fobiler 

Belirli bir fobi, genellikle zararlı olmayan belirli bir nesne, durum veya faaliyetten aşırı ve sürekli bir korkudur. Hastalar korkularının aşırı olduğunu bilirler ama üstesinden gelemezler. Bu korkular, bazı kişilerin korktukları şeylerden kaçınmak için aşırı sıkıntılara neden olur. Örnekler uçma korkusu veya örümcek korkusu olabilir.

Agorafobi, kaçmanın zor veya utanç verici olabileceği durumlarda veya panik semptomları durumunda yardım bulunamadığı durumlarda olma korkusudur. Korku gerçek durumla orantılı değildir ve genellikle altı ay veya daha fazla sürer ve günlük yaşamda sorunlara neden olur. Agorafobisi olan bir kişi bu korkuyu toplu taşımayı kullanırken, açık alanlarda ya da kapalı alanlarda vakit geçirirken, sırada beklerken ya da kalabalığın içinde yürürken, yalnız başına evin dışında vakit geçirirken yaşar.

Birey aktif olarak durumdan kaçınır, hep biriyle birlikte olmaya ihtiyaç duyar veya yoğun korku ya da endişeye katlanır. Tedavi edilmemiş agorafobi o kadar ciddi olabilir ki, bir insan evi terk edemez hale gelebilir. Bir kişiye agorafobi tanısı konması için ancak korkunun onu ele geçirmesi, onu yoğun şekilde üzmesi veya normal günlük aktivitelere önemli ölçüde müdahale etmesi gibi durumlar olmalıdır.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu (Sosyal Fobi)

Sosyal anksiyete bozukluğu olan bir kişi sosyal etkileşimde utanma, küçük düşürülme, reddedilme veya aşağılanma konusunda kaygı ve rahatsızlık duymaktadır. Bu bozukluğu olan insanlar, durumdan kaçınmaya ya da büyük bir endişeye katlanmaya çalışacaktır. 

Sık rastlanan örnekler arasında insanlar önünde konuşma korkusu, yeni insanlarla tanışma korkusu veya toplumda yemek yemek ya da birşeyler içmek korkusu bulunur. Korku ya da endişe, günlük işleyiş ile ilgili sorunlara neden olur ve en az altı ay sürer.

Ayrılma Kaygısı Bozukluğu

Ayrılma anksiyetesi bozukluğu olan bir kişi, bağlı olduğu insanlardan ayrılma konusunda aşırı derecede korkutucu veya endişelidir. Duygu, kişinin yaşı için uygun olanın ötesindedir. Çocuklarda en az dört hafta ve yetişkinlerde altı ay sürer ve işlevlerde sorunlara neden olur.

Ayrılma anksiyetesi bozukluğu olan bir kişi, kendisine en yakın olan kişiyi kaybetme konusunda ısrarlı bir şekilde endişelenebilir, onsuz uyumaya isteksiz olabilir veya ayrılma konusunda kabuslar yaşayabilir. Fiziksel üzüntü belirtileri genellikle çocukluk çağında gelişir ancak belirtiler yetişkinlikte de olabilir.

Travma sonrası stres bozukluğu

Bu, travmatik bulduğunuz bir şeyden geçtikten sonra kaygı sorunları yaşarsanız size verilebilecek bir tanıdır. Travma sonrası stres bozukluğu, gerçek olay sırasında yaşadığınız tüm korku ve endişeyi yeniden yaşadığınızı hissedebilecek geri dönüşlere veya kabuslara neden olabilir.

Anksiyete Bozukluğu Atakları 

Panik atak olarak da bilinen anksiyete atakları, yoğun panik ya da korku olaylarıdır. Sosyal kaygı atakları genellikle aniden ve uyarı vermeden gerçekleşir. Bazen bariz bir tetikleyici vardır. Örneğin bir asansörde sıkışıp kalmak veya yapmanız gereken büyük konuşmayı düşünmek gibi… Ancak diğer durumlarda ataklar aniden ortaya çıkar.

Anksiyete atakları genellikle 10 dakika içinde zirve yapar ve nadiren 30 dakikadan fazla sürer. Ancak bu kısa süre içinde, o kadar şiddetli bir terör yaşatabilir ki, ölmek üzeresiniz ya da kontrolünü tamamen yitirmiş gibi hissedersiniz. 

Anksiyete ataklarının fiziksel belirtileri o kadar korkutucu ki birçok insan kalp krizi geçirdiklerini düşünür. Bir anksiyete atağı sona erdikten sonra, özellikle yardımın bulunmadığı veya kolayca kaçamayacağınız halka açık bir yerde bir tane daha olması endişesiyle karşılaşabilirsiniz.

Anksiyete atağı belirtileri arasında ezici panik dalgası, kontrolünü kaybetme veya delirme hissi, kalp çarpıntısı veya göğüs ağrısı, bayılacak gibi hissetme, solunum sıkıntısı veya boğulma hissi, hipervantilasyon, sıcak basmaları veya titreme, sallanma, mide bulantısı veya mide krampları, kopuk veya gerçek dışı hissetmek bulunur.

Panik atak geçirmekten korktuğunuz için, belirli durumlardan kaçınmaya başlarsanız yardım istemeniz önemlidir. Gerçek şu ki, panik atakları tedavi edilebilir. 

Anksiyete Bozukluğu Tedavi Yöntemleri 

İlk adım, semptomlara neden olan fiziksel bir problem olmadığından emin olmak için anksiyete bozukluğu doktora gitmektir. Bir anksiyete bozukluğu teşhisi konulursa, bir psikiyatrist sizinle en iyi tedavi için çalışabilir. Ne yazık ki, kaygı bozukluğu olan birçok kişi yardım istememektedir. Etkili tedavileri olan bir hastalıkları olduğunun farkında değiller.

Her anksiyete bozukluğu kendine has özelliklere sahip olsa da, çoğu iki tedaviye iyi yanıt verir: psikoterapi ve ilaçlar. Bu tedaviler tek başlarına veya kombinasyon halinde verilebilir. 

Bir tür konuşma terapisi olan bilişsel davranış terapisi, kişinin daha az endişeli hissetmesine yardımcı olmak için farklı düşünme, tepki ve davranış biçimlerini öğrenmesine yardımcı olabilir. İlaçlar anksiyete bozukluklarını tedavi etmez ancak semptomları büyük oranda azaltır. En yaygın kullanılan ilaçlar, anti-anksiyete ilaçları ve antidepresanlardır. Kalp rahatsızlıkları için kullanılan beta-blokerlar bazen kaygının fiziksel semptomlarını kontrol etmek için de kullanılır.

İnsanların kaygı bozuklukları belirtileriyle başa çıkmada ve tedaviyi daha etkili hale getirmede yaptıkları birçok şey vardır. Stres yönetimi teknikleri ve meditasyon yardımcı olabilir. Destek grupları deneyimleri ve başa çıkma stratejilerini paylaşma fırsatı sağlayabilir. 

Bir hastalığın özellikleri hakkında daha fazla bilgi edinmek ve ailenin ve arkadaşlarının daha iyi anlamalarına yardımcı olmak da önemlidir. Semptomları kötüleştirebilecek kafeinden kaçınmalısınız ve herhangi bir ilaç kullanmadan önce doktorunuza danışmalısınız.

Tıbbi Yöntemler

Anksiyete tedavisinde bilişsel davranışçı terapi, ilaç tedavisi, sistematik duyarsızlaştırma, maruz bırakma terapisi gibi yöntemler kullanılır. Ayrıca anksiyete bozukluğu b vitamini, a vitamini gibi takviyelerle semptomları azaltılabilir.

Bilişsel davranışçı terapi 

Bilişsel davranışçı terapi, anksiyete bozuklukları için en yaygın kullanılan terapidir. Araştırmalar panik bozukluğu, fobiler, sosyal anksiyete bozukluğu ve yaygın anksiyete bozukluğu tedavisinde etkili olduğunu göstermiştir.

Bu tür bir terapi, dünyaya ve kendimize bakış açımızdaki olumsuz kalıpları ve çarpıklıkları ele almaktadır. Adından da anlaşılacağı gibi, bilişsel terapi olumsuz düşüncelerin veya bilişlerin kaygıya nasıl katkıda bulunduğunu incelemektedir. Davranış terapisi, kaygıyı tetikleyen durumlarda nasıl davrandığınızı ve tepki verdiğinizi inceler.

Bilişsel davranışçı terapinin temel öncülü, düşüncelerimizin dış olayları değil hissetme biçimimizi etkilemesidir. Başka bir deyişle, nasıl hissettiğinizi belirleyen durum değil, durumu algılayışınızdır. 

Örneğin, büyük bir partiye davet edildiğinizi düşünün. Davetiye ve bu düşüncelerin duygularınızı nasıl etkileyeceği hakkında üç farklı düşünme yöntemi düşünün.

Düşünce # 1: Parti çok eğlenceli görünüyor. Dışarı çıkmayı ve yeni insanlarla tanışmayı seviyorum!

Duygular: Mutlu, heyecanlı

Düşünce # 2: Partiler bana göre değil. Evde kalmayı ve film izlemeyi tercih ederim.

Duygular: Nötr

Düşünce # 3: Partilerde ne söyleneceğini ya da ne yapacağımı bilemem. Eğer gidersem kendimi aptal konumuna düşürürüm.

Duygular: Endişeli, üzgün

Gördüğünüz gibi, aynı olay farklı insanlarda tamamen farklı duygulara yol açabilir. Hepsi bireysel beklentilerimize, tutumlarımıza ve inançlarımıza bağlıdır. Anksiyete bozukluğu olan kişiler için, olumsuz düşünme yolları, kaygı ve korku duygularını besler. Anksiyete için bilişsel davranışçı terapinin amacı, bu olumsuz düşünce ve inançları tanımlamak ve düzeltmektir. Fikir, eğer düşündüğünüzü değiştirirseniz, hissetme şeklinizi değiştirebiliyorsunuzdur.

Zorlu düşünce – bilişsel yeniden yapılanma olarak da bilinir – kaygınıza katkıda bulunan olumsuz düşünme kalıplarını sorguladığınız, onları daha olumlu, gerçekçi düşüncelerle değiştirdiğiniz bir süreçtir. Bu üç adımdan oluşur:

Olumsuz düşüncelerinizi belirlemelisiniz. Anksiyete bozuklukları ile, durumlar gerçekten olduğundan daha tehlikeli olarak algılanır. Mikrop fobisi olan birine, örneğin, bir başkasının elini sıkmak hayatı tehdit edici görünebilir. Bunun irrasyonel bir korku olduğunu kolayca görebilseniz de, kendi irrasyonel, korkutucu düşüncelerinizi tanımlamak çok zor olabilir. Bir strateji, endişeli hissetmeye başladığınızda ne düşündüğünüzü kendinize sormaktır. Terapistiniz bu adımda size yardımcı olacaktır.

Olumsuz düşüncelerinize meydan okumalısınız. İkinci adımda, terapistiniz kaygı uyandıran düşüncelerinizi nasıl değerlendireceğinizi size öğretecektir. Bu, korkutucu düşünceleriniz için kanıtları sorgulamayı, yararsız inançları analiz etmeyi ve olumsuz tahminlerin gerçekliğini test etmeyi içerir. Olumsuz düşüncelere meydan okumak için stratejiler arasında deneyler yapmak, endişelenmek ya da korktuğun şeylerden kaçınmak, eksilerini azaltmak ve endişelendiğin şeyin gerçekte olma olasılığını gerçekçi bir şekilde belirlemek yer alıyor.

Tanımlandıktan sonra olumsuz düşünceleri gerçekçi düşüncelerle değiştirmelisiniz. Endişeli düşüncelerinizdeki irrasyonel tahminler ve olumsuz çarpıtmalar, onları daha doğru ve pozitif olan yeni düşüncelerle değiştirebilir. Terapistiniz, normalde kaygı düzeyinizi yükselten bir durumla karşı karşıya kaldığınızda veya beklerken kendinize söyleyebileceğiniz gerçekçi, sakinleştirici ifadeler bulmanıza da yardımcı olabilir.

Düşünceyi zorlamanın bilişsel davranışçı terapide nasıl çalıştığını anlamak için aşağıdaki örneği göz önünde bulundurun: Bengi metroya binmeyecek çünkü bayılacağından korkuyor ve sonra herkes onun deli olduğunu düşünüyor. Terapisti, düşüncesindeki olumsuz düşüncelerini yazmasını, hataları veya bilişsel çarpıtmaları tanımlamasını ve daha rasyonel bir yorumla ortaya çıkmasını istedi. 

Zorlu Olumsuz Düşünceler

Olumsuz düşünce # 1: Ya metroda bayılırsam?

Bilişsel çarpıtma: En kötüsünü tahmin etmek

Daha gerçekçi düşünce: Daha önce hiç bayılmadım, bu yüzden metroya binmem pek mümkün değil.

Olumsuz düşünce # 2: Bayılırsam korkunç olacak!

Bilişsel çarpıtma: Orantısız şeyleri düşünmek

Daha gerçekçi düşünce: Bayılırsam birkaç dakika içinde kendime geleceğim. Bu o kadar da kötü değil.

Olumsuz düşünce # 3: İnsanlar deli olduğumu düşünecekler.

Bilişsel çarpıtma: Sonuçlara atlamak

Daha gerçekçi düşünce: Eğer iyi olursam insanların endişelenme olasılığı daha düşüktür.

Olumsuz düşünceleri daha gerçekçi olanlarla değiştirmek, söylenenden daha kolaydır. Genellikle, olumsuz düşünceler, yaşam boyu düşünme biçiminin bir parçasıdır. Alışkanlığı kırmak için pratik yapmak gerekiyor. Bu nedenle bilişsel davranışçı terapi, kendi başınıza evde de pratik yapmayı içerir. Bu terapide ne zaman endişeli olduğunuzu ve vücudunuzda endişeyi nasıl hissettiğinizi tanımayı, kaygı ve paniği önlemek için baş etme becerilerini ve rahatlama tekniklerini öğrenebilirsiniz. Ayrıca hayal gücünüzde veya gerçek hayatta olan korkularınızla yüzleşebilirsiniz.

Maruz kalma terapisi

Kaygı hoş bir duygu değildir bu yüzden eğer mümkünse kaçınmak doğaldır. İnsanların bunu yapma yollarından biri, onları endişelendiren durumlardan uzak durmaktır. Yükseklik korkusu varsa, yüksek bir köprüyü geçmekten kaçınmak için yolunuzu üç saat uzatabilirsiniz. 

Topluluk önünde konuşma olasılığı midenize kramp girmesine neden olabilir. Bir tost yemekten kaçınmak için en iyi arkadaşınızın düğününü atlayabilirsiniz. Rahatsızlık faktörünün yanı sıra, korkularınızı önleme konusundaki sorun, asla üstesinden gelme şansınız olmamasıdır. Aslında korkularından kaçınmak çoğu zaman onları daha da güçlendirir.

Maruz kalma terapisi, adından da anlaşılacağı gibi, sizi korktuğunuz durumlara veya nesnelere maruz bırakır. Buradaki fikir, tekrarlanan maruz kalmalar yoluyla durum üzerinde artan bir kontrol hissi yaratmaktır böylece endişeniz azalır. 

Maruz kalma iki yoldan biriyle yapılır: Terapistiniz sizden korkutucu durumu hayal etmenizi isteyebilir veya gerçek hayatta o korkuyla karşı karşıya gelebilirsiniz. Maruz kalma terapisi tek başına kullanılabilir veya bilişsel davranışçı terapinin bir parçası olarak uygulanabilir.

Sistematik duyarsızlaştırma terapisi

Travmatize olabilen en büyük korkunuzla yüzleşmek yerine, maruz kalma terapisi genellikle sadece hafifçe tehdit eden ve oradan işe yarayan bir durumla başlar. Bu adım adım yaklaşıma sistematik duyarsızlaştırma denir. Sistematik duyarsızlaştırma, yavaş yavaş korkularınıza meydan okumanızı, güven oluşturmanızı ve paniği kontrol etmek için ustalık becerilerinizi geliştirmenizi sağlar.

Sistematik duyarsızlaştırma üç bölümden oluşur:

Gevşeme becerilerini öğrenme. İlk olarak, terapistiniz, ilerleyici kas gevşetme veya derin nefes alma gibi bir gevşeme tekniği öğretecektir. Terapide ve evde kendi başınıza pratik yapacaksınız. Korkularınızla yüzleşmeye başladığınızda, bu gevşeme tekniğini fiziksel kaygı tepkinizi azaltmak ve rahatlamayı teşvik etmek için kullanacaksınız.

Adım adım liste oluşturma. Sonra, nihai hedefinize doğru ilerleyen 10 ila 20 korkunç durumun bir listesini oluşturacaksınız. Örneğin, nihai hedefiniz uçma korkunuzun üstesinden gelmekse, uçakların fotoğraflarına bakarak başlayabilir ve gerçek bir uçuş yaparak bitirebilirsiniz. Her adım açık ve ölçülebilir bir amaç ile mümkün olduğunca spesifik olmalıdır.

Adımlarla çalışmak. Terapistinizin rehberliğinde, liste üzerinde çalışmaya başlayacaksınız. Amaç, korkuların azalıncaya kadar her korkunç durumda kalmaktır. Bu şekilde, hislerin size zarar vermeyeceğini öğreneceksiniz. 

Her anksiyete çok yoğunlaştığında, öğrendiğiniz gevşeme tekniğine geçeceksiniz. Tekrar rahatladığınızda, dikkatinizi tekrar duruma döndürebilirsiniz. Bu şekilde, aşırı sıkıntı hissetmeden her birini tamamlayabilene kadar adımlar boyunca çalışacaksınız.

Bitkisel Yöntemler

Anksiyete bozukluğu doğal tedavisi ve bitkisel yöntemlerle iyileştirilmesi mümkündür. 

Aromaterapi

Sakinleştirici bitki yağlarını koklamak stres ve kaygıyı hafifletmeye yardımcı olabilir. Bazı kokular bazı insanlar için diğerlerinden daha iyi çalışır bu nedenle çeşitli seçeneklerle denemeyi düşünün.

Lavanta yağı özellikle yardımcı olabilir. Bir bilimsel çalışmada, 45-55 yaşları arasında 67 kadın üzerinde aromaterapinin ve lavanta yağının etkileri test edilmiştir. Sonuçlar, aromaterapinin kısa vadede kalp atış hızını azaltabileceğini ve uzun vadede uyku sorunlarını hafifletebileceğini göstermektedir. 

Bitkisel çaylar

Birçok bitki çayı kaygıyı azaltabilir ve uykuya dalmanıza yardımcı olur. 2018 yılında yapılan bir bilimsel araştırma sonuçları, papatya çayının bir stres hormonu olan kortizol seviyelerini değiştireceğini ve bitki çaylarının kaygıyı azaltabileceğini gösteriyor. 

Bitkisel takviyeler

Bitki çayları gibi, birçok bitkisel takviye de kaygıyı azaltır. Bitkisel takviyeleri ve diğer ilaçlar ile potansiyel etkileşimleri hakkında bilgili bir doktora danışmak çok önemlidir.

Anksiyete bozukluğu olan kişilerde A vitamini eksikliği olabilir. A Vitamini, anksiyete semptomlarını yönetmesine yardımcı olduğu gösterilen bir antioksidandır. Günde bir kez tablet olarak tüketilebilir.

B vitamini kompleksi takviyeleri vücudunuzun ihtiyacı olan tüm B vitaminlerini içerir. Birçoğu sağlıklı bir sinir sistemi için hayati öneme sahiptir. Ayrıca, anksiyete ve depresyonun semptomlarının iyileştirilmesine yardımcı olabilirler. Günde bir tablet olarak alınabilir.

C vitamini gibi antioksidanlar, sinir sisteminizde oksidatif hasarı önlemeye yardımcı olabilir. Oksidatif hasar kaygıyı artırabilir. Bu yüzden günde bir kez C vitamini tableti tüketilebilir.

D vitamini vücudun diğer vitaminleri emmesine yardımcı olan önemli bir besindir. D Vitamini eksikliği, kaygıyı artırabilen ve daha da kötüleştiren diğer vitamin eksikliklerine yol açabilir. Günde bir tablet olarak alınabilir.

E vitamini başka bir antioksidandır. Vücudunuz bu besin maddelerini stres ve endişe zamanlarında hızla kullanır. Ek E vitamini takviyesi, bu dengeyi yeniden sağlamasına ve semptomlarınızı azaltmasına yardımcı olabilir. Günde bir kez tablet olarak tüketilebilir.

Balık yağı

Balık yağı, antioksidan olan omega-3 yağ asitlerinde yüksektir. Omega-3 içeren balık yağı takviyelerinin anksiyeteyi azaltmaya yardımcı olduğu gösterilmiştir. Günde bir kez tablet olarak alınabilir.

GABA

Gama-aminobütirik asit (GAMMA), beyindeki bir amino asit ve nörotransmiterdir. Yeterli GABA olmadığında, endişe daha da kötüleşebilir. Günde bir kez tablet olarak alınabilir.

L-Theanin

L-theanin bir amino asittir. Yeşil çayda bulunan sakinleştirici bir maddedir. Araştırmalara göre bu madde, anksiyetenin azaltılmasında yardımcı olur. Genellikle günde bir kez tablet olarak alınır.

Magnezyum

Magnezyum insan sağlığı için gerekli bir mineraldir. Vücudunun çok fazlasına ihtiyacı yok. Ancak yeterli alamadıysanız, magnezyum eksikliği anksiyete semptomlarına neden olabilir. Genellikle günde bir kez tablet olarak alınır.

Ashwagandha

Ashwagandha (withania somnifera) bir adaptojen ve ayurveda ilacıdır. Bilimsel çalışmalar, kaygıyı azaltmada bazı ilaçlar kadar etkili olabileceğini belirtir. Genellikle günde bir ya da iki kez tablet olarak alınır.

Bacopa

Bacopa (bacopa monnieri) ekstreleri nöroprotektif aktivite veya nöronların korunması için incelenmiştir. 2013 yılında yapılan bir çalışma, bu maddenin vücuttaki kortizolü azalttığını buldu. Kortizol stres hormonu olarak bilinir. Anksiyete belirtilerinizi kötüleştirmede rol oynayabilir. Kortizolü azaltmak için bacopa takviyesi alabilirsiniz. Genellikle günde bir ya da iki kez tablet olarak alınır.

Papatya çayı

Papatya, matricaria chamomilla veya chamaemelum nobile türlerinden gelir. Endişe belirtileri için papatya çayı ve papatya yağı doğal bir çare olarak kabul edilmektedir. Ortalama ek dozu 350 ila 500 mg arasında değişebilir. Bu iki tablete bölünebilir veya günde bir kez tablet olarak alınabilir.

Kava kava

Kava kava, Pasifik Adaları’ndan bir bitkidir. Bu geleneksel sakinleştirici bir toniktir. 2016’da yapılan bir araştırmaya göre, kava kava, anksiyete semptomlarını yöneten GABA reseptörlerini hedefler. Bu şekilde, vücudunuz kendi doğal kaygıyla mücadele yollarını geliştirir. Ortalama ek dozu 250 mg civarındadır. Bu iki tablete bölünebilir veya günde bir kez tablet olarak alınabilir. Günlük kullanım dört haftayı geçmemelidir.

Çörek otu

Araştırmalara göre anksiyete bozukluğu çörek otu iyi gelmektedir. Her sabah bir tatlı kaşığı çörek otu yutmanız durumunda hastalığın hafiflediğini göreceksiniz.

Lavanta kapsülü

Lavanta uzun zamandır yatıştırıcı bir stres ilacı olmuştur. Merkezi sinir sistemi üzerinde kaygı ve depresyona da yardımcı olabilecek hafif yatıştırıcı etkileri vardır. Lavanta, diğer bitkilerle harmanlanarak kaygı takviyesinde bulunur. Kendi başına, ortalama ek doz yaklaşık 400 mg’dır. Günde bir kez kapsül olarak alınabilir.

Melisa kapsülü

Lavantanın yakın bir akrabası da melisadır. Melisa bitkisinin sakinleştirici özellikleri vardır. Ortalama destek dozu yaklaşık 500 mg’dır. Bu iki kapsül arasında bölünebilir veya günde bir kez kapsül olarak alınabilir.

Çarkıfelek kapsülü

Çarkıfelek meyvesi aynı zamanda anksiyete için bir halk ilacıdır. Bir 2017 çalışmasında araştırmacılar, bunun bir anksiyete ilacı kadar etkili olduğunu ortaya koydu. Ortalama destek dozu yaklaşık 500 mg’dır. Bu iki kapsül arasında bölünebilir veya günde bir kez kapsül olarak alınabilir.

Snoudon gülü kapsülü

Snoudon gülü, Alp bölgelerine özgü bir bitkidir. Yüzlerce yıldır sinirleri yatıştıran ve sakinleştiren bir doğal ilaç olarak kullanılmıştır. Ortalama destek dozu yaklaşık 500 mg’dır. Bu iki kapsül arasında bölünebilir veya günde bir kez kapsül olarak alınabilir.

Sarı kantaron kapsülü

Depresyonda kullanılan klasik bitki, sarı kantaron da kaygı için kullanılıyor. Şu anki araştırmalar, depresyon ve anksiyete için daha uygun olduğunu göstermektedir. Ortalama ek dozu 300 mg civarındadır. Bu iki ila üç kapsül arasında bölünebilir veya günde bir kez kapsül olarak alınabilir. Bunu anksiyete ilacı ile birlikte almamanız gerekir. Bu nedenle kullanmadan önce mutlaka doktorunuzla konuşun.

Kediotu kapsülü

Kediotu (valeriana officinalis) daha çok doğal bir uyku ilacı olarak bilinmesine rağmen, kaygı konusunda da yardımcı olabilir. Ortalama destek dozu yaklaşık 500 mg’dır. Bu iki kapsül arasında bölünebilir veya günde bir kez kapsül olarak alınabilir.

Anksiyete bozukluğu bitkisel tedavisi İbrahim Saraçoğlu 

Özellikle kaygı bozukluğu ve depresyon, iyileşse bile tekrarlayabilen hastalıklardır. Depresyon ve anksiyete şikayetlerine karşı İbrahim Saraçoğlu sabahları maydanoz ve ıspanak kürü ile akşamları tere ve ıspanak kürünü önermektedir. Bu kürler kesinlikle bağımlılık yapmaz ve kür bittiğiniz geri tepme gibi bir yan etkisi olmaz. Bu kürlerin yanı sıra İbrahim Saraçoğlu, kedi otu ve sarı kantaron çayını da önermektedir.

Yarım litre suyu kaynatın. 6 yaprak ıspanağı ve 12 dal maydanozu saplarıyla birlikte kaynayan suya ekleyin. Hafif ateşte ve tencerenin kapağı kapalı olarak 3 dakika haşlayın ve soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra suyunu süzün ve kahvaltıdan 30 dakika önce tüketin. Her sabah taze olarak bu kürü yapmalısınız.

Akşam ise yine kaynamakta olan yarım litre suya saplarıyla birlikte 6 yaprak ıspanak ve 10 tane tere atılır. Hafif ateşte ve tencerenin kapağı kapalı olarak 3 dakika haşlayın ve soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra suyunu süzün ve akşam yemeğinden 30 dakika önce tüketin. Her gün taze olarak bu kürü yapmalısınız.

Sabah ve akşam olmak üzere bu kürü bir hafta boyunca her gün yapmalısınız. Bir hafta tamamlandıktan sonra 2. hafta iki günde bir kez bu kürleri yapmalısınız. İkinci hafta da tamamlandıktan sonra 3. hafta üç günde bir kez bu kürleri yapmalısınız. 3. haftanın ardından bu kürleri haftada 1 kez yapmalısınız. 2 ay boyunca haftada 1 kez devam etmeli ve kürü sonlandırmalısınız. İhtiyaca göre 6 ayda bir kez bu kürü tekrarlayabilirsiniz.

Anksiyete bozukluğu evde tedavisi

Anksiyete bozukluğu için çeşitli alışkanlıklar geliştirmeli ve yaşam kalitenizi yükseltmelisiniz.

Spor yapın

Egzersiz, fiziksel ve zihinsel sağlığın önemli bir parçasıdır. Endişe duygularınızı hafifletebilir ve sağlık hissinizi artırabilir. Haftada en az üç gün 30 dakikalık egzersiz yapın. Hoşunuza giden egzersizleri seçin böylece daha keyifle spor yaparsınız.

Uykunuza dikkat edin

İyi uyku için hem nitelik hem de nicelik önemlidir. Doktorlar, gece ortalama 8 saat uyumayı öneriyor. Eğer endişe uyumanızı zorlaştırıyorsa, yatarken televizyon izlemeyin. Uyku saatinizde yatağınıza gidin. Yatağınızın rahat olduğundan emin olun. Odanızın serin olmasını sağlayın. 

Kafein ve alkollü içecekler tüketmeyin. Bir anda yükselten kafein ve bir anda düşüren alkol, kaygının aşırı hızlanmasına neden olabilir. Ayrıca diyet hapları, çikolata ve çay gibi maddeleri de az tüketmeye çalışın.

Endişe zamanınızı ayarlayın

Endişelenmeyi planlamak kulağa hoş gelmeyebilir ancak doktorlar korkularınızı bilerek düşünmek için zaman ayırmanızı öneriyor. Sizi rahatsız eden korkularınız, kaygılarınız hakkında neler yapabileceğinizi belirlemek için 30 dakikanızı ayırın. Bu seansları her gün aynı saatte yapın. İhtimaller üzerine durmayın. Sizi gerçekte endişelendiren şeye odaklanın.

Derin nefes alın

Derin nefes almak, beyninize iyi olduğunuza dair bir mesaj gönderir. Bu, zihninizin ve vücudunuzun rahatlamasını sağlar. Bundan en iyi şekilde yararlanmak için düz bir yüzeye uzanın ve bir elinizi karnınıza, diğerini göğsünüzün üstüne koyun. Yavaş bir nefes alın. Karnınızı biraz yükseldiğini hissedin. Birkaç saniye bekleyin sonra yavaşça bırakın.

Düşüncelerinizin patronu olun

Olumsuz düşünceleri olumlu düşüncelere dönüştürmeye çalışın. Kendinizi, korkularınızla yüz yüze gelecek şekilde hayal edin. Bunu zihninizde ne kadar çok yaparsanız, gerçekleştiğinde başa çıkmak o kadar kolay olacaktır.

Gergin kasları gevşetin

Kaslarınızı bu basit egzersizle rahatlatın. Bir kas grubu seçin, birkaç saniye sıkın, sonra bırakın. Bir seferde bir bölüme odaklanın ve tüm vücudunuz üzerinde çalışın.

Sosyal sorumluluk projelerine katılın

Başkaları için iyi şeyler yapmak için zaman harcayın. Başkalarına yardım etmek, kafanızdan çıkmanıza yardım edebilir. Bir yardım derneğinde gönüllü olun ve projelere katılın. Yardım etmek iyi hissetmenizi sağlamakla kalmaz, sizin için bir destek sistemi olabilecek bağlantılar kurarsınız.

Tetikleyicileri tespit edin

Kendinizi en endişeli hissettiğinizi fark ettiğiniz yerleri ve şeyleri düşünün. Gerekirse bunları yazın. Kalıpları araştırın ve panik ve endişe duygularından kaçınabileceğiniz veya yüzleşebileceğiniz yöntemler üzerinde çalışın. Kaygınızın nedenlerini biliyorsanız, bu endişelerinizi başka bir perspektifle görmenize yardımcı olabilir. Bir dahaki sefere, sizi etkilediğinde daha iyi hazırlanacaksınız.

Kaygı Bozukluğu testi 

Anksiyete bozukluğu olanlar

Anksiyete bozukluğu testini yaparak siz de anksiyete bozukluğu olup olmadığını öğrenebilirsiniz. Kendinize asla cevabı için 1, nadiren cevabı için 2, bazen cevabı için 3 ve çok sık cevabı için 4 puan verin.

1- Yoğun bir endişe veya kaygı yaşıyor ve bu duyguyu kontrol etmeyi zor buluyor musunuz?

Asla

Nadiren

Bazen

Çok sık

2- Endişe veya kaygı sizi yorgun veya sinirli hissettirir mi?

Asla

Nadiren

Bazen

Çok sık

3- Endişe veya kaygı uykunuzu veya konsantre olma yeteneğinizi etkiliyor mu?

Asla

Nadiren

Bazen

Çok sık

4- Üzücü ve rahatsız edici düşünceler sürekli aklınıza geliyor mu? 

Asla

Nadiren

Bazen

Çok sık

5- Panik, nefes darlığı, göğüs ağrıları, kalp çarpıntısı, terleme, titreme, bulantı, baş dönmesi ve/veya ölüm korkusuna neden olan güçlü bir korku yaşıyor musunuz?

Asla

Nadiren

Bazen

Çok sık

6- Hiç bu panikten korktunuz mu? Bazı yerlerden veya sosyal durumlardan kaçındınız mı?

Asla

Nadiren

Bazen

Çok sık

7- Endişenizi yönetmek için hiç tekrarlayan davranışlarda bulundunuz mu? (Örneğin fırının kapalı olduğunu kontrol etmek, kapıları kilitlemek, elleri yıkamak, saymak, kelimeleri tekrarlamak)

Asla

Nadiren

Bazen

Çok sık

Puanınız 7-14 arasındaysa kesinlikle sağlıklısınız demektir. Puanınız 14-21 arasındaysa anksiyete bozukluğu başlangıcı olabilir. Puanınız 21-28 arasındaysa siz de anksiyete bozukluğu var demektir.

Anksiyete bozukluğu hakkında merak edilenler 

Anksiyete bozukluğu ile ilgili en çok merak edilen şeylerden birisi doktorunuza neleri söylemeniz gerektiğidir. Sahip olduğunuz belirtileri ve hangi durumda olduğunuzu öncelikle yazın. Önemli kişisel bilgileri not edin. Aldığınız tüm ilaçların bir listesini yapın. Doktorunuza sormak için sorularınızı yazın. Doktorunuzla görüşmeye giderken bir aile üyesi veya arkadaşınızla birlikte gidin.

Tüm belirtilerinizi doktorunuzla konuşun ve yaşamınızı nasıl etkilediklerini açıklayın. Örneğin, odaklanmanızı kaybetmenize ve işleri yapmamanıza neden olan olumsuz düşünceleriniz varsa bunlardan bahsedebilirsiniz. Doktorunuz uygun tedavi önerebilir veya sağlayabilir. Belirtilerinize dayanarak, herhangi bir karar vermeden önce mevcut tüm tedavileri ve ilaçları, bunların yararlarını ve yan etkilerini doktorunuzdan öğrenmelisiniz. 

Anksiyete ile ilgili daha çok bilgi almanız, çeşitli alternatif tedavileri öğrenmeniz ve bir içgörü geliştirmeniz için birkaç kitap okuyabilirsiniz. Sizlere Anksiyete Çağım: Korku, Umut, Yılgınlık ve Huzur Arayışı, Anksiyete Terapisi, Seninle Başlamadı: Kalıtsal Aile Travmalarının Kim Olduğumuza Etkileri Ve Sorunların Üstesinden Gelebilmenin Yolları, Evinizdeki Terapist, Yaygın Kaygı Bozukluğu Çalışma Kitabı, Anksiyete Bozuklukları ve Fobiler ile Kaygı Üzerine kitaplarını tavsiye ediyoruz.

Anksiyete Bozukluğu olan hastalara verilen ilaçlar nelerdir? 

Endişe azaltıcı ilaçların yan etkileri olsa bile, panik ve korku hayatınızı yönetirken bu ilaçları kullanmak isteyebilirsiniz. Anksiyete bozukluğu en iyi ilaç tedavilerini doktor kontrolünde kullanmalısınız. Anksiyete bozukluğu antidepresan, benzodiazepin gibi ilaçlarla tedavi edilebilmektedir.

İşlev yeteneğinize müdahale eden şiddetli bir kaygınız varsa, özellikle kısa süreli bir tedavi olarak ilaç yardımcı olabilir. Bununla birlikte, birçok insan kısa süre ilaç kullandıktan sonra terapi, spor veya diğer kişisel gelişim egzersizlerini uygular.

Anksiyete ilaçları semptomları hafifletebilir ancak herkes için uygun değildir ve tek cevap onlar değildir. Seçeneklerinizi değerlendirmek ve sizin için neyin en iyi olduğuna karar vermek size bağlıdır.

Benzodiazepinler

Xanax (alprazolam), Klonopin (klonazepam), Valium (diazepam) ve Ativan (lorazepam) gibi ilaçlar benzodiazepinler yani sakinleştiriciler kaygı için en yaygın kullanılan ilaç türüdür. Çabuk çalıştıkları için panik atak sırasında veya zorlu bir anksiyete atağı sırasında çok etkilidirler. Bununla birlikte, fiziksel olarak bağımlılık yaparlar ve uzun süreli tedavi için önerilmezler.

Benzodiazepinler hem fiziksel hem de zihinsel olarak rahatlamanıza yardımcı olan sinir sistemini yavaşlatarak çalışır. Ancak istenmeyen yan etkilere de yol açabilir. Doz ne kadar yüksek olursa, bu yan etkiler o kadar yoğun olur. Bununla birlikte bazı insanlar iş, okul veya araba kullanmak gibi günlük faaliyetlerde sorunlara neden olabilen düşük dozlarda bile uykulu, sersemlemiş ve koordinasyonsuz hissederler. İlacın etkisi ertesi güne kadar sürebilir.

Benzodiazepinlerin yaygın yan etkileri uyuşukluk, baş dönmesi, dengesizlik veya koordinasyon eksikliği, konuşma bozukluğu, odaklanmada zorluk, hafıza problemleri, karışıklık, mide bozukluğu, baş ağrısı ve bulanık görmedir.

Antidepresanlar

Başlangıçta depresyon tedavisi için onaylanan birçok ilaç anksiyete için de reçete edilir. Benzodiazepinlere kıyasla, bağımlılık ve kötüye kullanım riski daha azdır. Bununla birlikte, antidepresanların kaygı semptomlarını hafifletmeye başlaması 4-6 hafta sürebilir. Kullanımları devam etmeleri gereken kronik anksiyete problemleriyle sınırlıdır.

En çok endişe için kullanılan antidepresanlar, Prozac, Zoloft, Paxil, Lexapro ve Celexa gibi antidepresanlardır. Ayrıca anksiyete bozukluğu Cipralex adı verilen antidepresan ilaçlar ve anksiyete bozukluğu Cymbalta adı verilen antidepresanlarda kullanılmaktadır. Yaygın anksiyete bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk, panik bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğunu tedavi etmek için antidepresanlar kullanılmıştır.

Antidepresanları ortak yan etkileri yorgunluk, mide bulantısı, uyuşukluk, kilo almak, i̇shal, uykusuzluk hastalığı, cinsel işlev bozukluğu, sinirlilik, baş ağrısı, ağız kuruluğu ve aşırı terlemedir.

Her ne kadar antidepresanlara fiziksel bağımlılık geliştirilmese de bırakılması bir sorun olabilir. Çok çabuk kesilirse, antidepresan yoksunluğu aşırı depresyon ve yorgunluk, sinirlilik, anksiyete, grip benzeri semptomlar ve uykusuzluk gibi semptomları tetikleyebilir. Bu yüzden ilacı bir doktor kontrolünde kullanmak şarttır.

Buspirone

BuSpar markasıyla da bilinen Buspirone, hafif bir sakinleştirici görevi gören yeni bir anti-anksiyete ilacıdır. Buspirone, beyindeki serotonini artırarak ve dopamini azaltarak endişeyi giderir. Benzodiazepinlere kıyasla, buspirone ilacı etkisini yavaş gösterir ve kullanmaya başladıktan yaklaşık iki hafta sonra etki etmeye başlar. Bununla birlikte yatıştırıcı değildir, hafızayı ve koordinasyonu zayıflatmaz ve etkileri minimum düzeydedir.

Bağımlılık riski düşük olduğundan ve ciddi bir ilaç etkileşimi olmadığından, buspirone yaşlılar ve madde bağımlılığı öyküsü olan insanlar için daha iyi bir seçenektir. Bununla birlikte, etkinliği sınırlıdır. Yaygın anksiyete bozukluğuna iyi gelir ancak diğer anksiyete bozukluklarına yardımcı olmayabilir.

Buspironun ortak yan etkileri mide bulantısı, baş ağrısı, baş dönmesi, uyuşukluk, kilo almak, kabızlık, sinirlilik, i̇shal ve ağız kuruluğudur.

Beta bloker

Beta bloker, yüksek tansiyon ve kalp problemlerini tedavi etmek için kullanılan bir ilaç türüdür. Ancak, aynı zamanda endişe için reçete edilir. Beta blokerler, savaş ya da kaç yanıtına katılan bir stres hormonu olan norepinefrinin etkilerini bloke ederek çalışır. Bu ilaç genel olarak hızlı kalp atış hızı, titreme, terleme, baş dönmesi ve titreyen eller gibi anksiyetenin fiziksel semptomlarını kontrol etmeye yardımcı olur.

Beta blokerler endişe gibi duygusal kaygının duygusal semptomlarını etkilemediğinden fobiler, özellikle sosyal fobi ve performans kaygısı için faydalıdır. Kaygı üreten belirli bir durumdaysanız, önceden bir beta bloker ilaç kullanmak sinirlerinizi yatıştırmaya yardımcı olabilir.

Beta blokerlerin ortak yan etkileri baş dönmesi, uyuklama, zayıflık, yorgunluk, mide bulantısı, baş ağrısı, kabızlık ve ishaldir.

Anksiyete akıl hastalığı mıdır? 

Hafif, ara sıra kaygı duymak, tedavi edilecek ya da endişelenecek bir şey değildir. Normal nörolojik fonksiyonların sadece bir kısmıdır. Ancak, endişe belirli bir yoğunluk ve sıklık seviyesine ulaştığında, faydalı olmayı bırakır. İşe yaramak yerine, bir acı ve dikkat dağıtma kaynağı haline gelir. Bu tür amansız anksiyete hayattan tamamen zevk almayı zorlaştırır. Genellikle bir anksiyete bozukluğunun belirtisidir.

Örneğin, bir Cuma gecesi tüm işlerini teslim eden veya evde dinlendikten sonra bile yüksek düzeyde endişe yaşayan bir çalışanı düşünün. Daha da kötüsü, yaşamları için herhangi bir tehdit olmamasına rağmen, sürekli olarak ölecek gibi hisseden birini hayal edin.

Amerikan Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsüne göre, ortadan kalkmayan ve iş performansı ve ilişkiler gibi günlük aktivitelere müdahale edebilen kaygı duygularına sahiptir. Bu kuruma göre, anksiyete bozukluğu akıl hastalığı olarak kabul edilir. 

Anksiyete bozukluğu EGM ve TSK gibi resmi kurumlara başvuranlar için bir engel oluşturabilir. Fakat doktorlar, hastalığın seyrine ve iyileşmesine göre bir karar verirler.  

Anksiyete bozukluğu cezai ehliyet konusu da merak edilen bir konudur. Bu konu oldukça karmaşıktır. Hastanın durumu, iyileşme süreci ve hastalığın şiddeti gibi faktörlere göre değişebilir. Bu açıdan hastanın, bir avukattan yasal danışmanlık alması gerekir.

Anksiyete bozukluğu olanlar askerlik yapabilir mi? 

Anksiyete bozukluğu askerlik muaf durumu ve anksiyete bozukluğu askerlik erteleme durumu yine sıkça merak edilen konulardır. Tekrarlayan veya kronik anksiyete bozukluğu olan hastalar yasalara göre askerlikten muaf olurlar. Yani anksiyete bozukluğu çürük için ayrılmanıza neden olur. Anksiyete bozukluğu çürük raporunu belgelerinizle birlikte alabilirsiniz.

Anksiyete beyinde uyuşma yapar mı?

Anksiyete bozukluğu zaman zaman beyinde uyuşmaya neden olabilir. Bu semptoma genellikle baş dönmesi, mide bulantısı, sallanma, titreme ve bulanık görme gibi diğer belirtiler de eşlik edebilir.

Anksiyete bozukluğu baş ağrısı yapar mı?

Bir anksiyete bozukluğu yaşayan bir çok insan da migren veya gerilim yüzünden yaşanan baş ağrıları yaşıyor. Karşılaştığınız belirtiler, yaşadığınız baş ağrısına bağlıdır. Gerilim yüzünden yaşanan baş ağrıları, diğer tetikleyicilere sahip olmalarına rağmen genellikle stres ve endişe ile gelişir.

Gerginlik baş ağrısı semptomları hafif-orta derecede donuk veya ağrılıdır. Gözlerinizin arkasındaki baskı, başınızın etrafındaki hissedilen basınç, boynunuzdaki ve omuz kaslarınızdaki gerginlik ve saç derisi hassasiyetidir.

Gerginlik baş ağrıları oldukça hızlı bir şekilde iyileşebilir ancak birkaç saat veya günlerce sürebilir. Günlük yaşamınızı etkileyecek kadar şiddetli değillerdir ancak yine de yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilirler.

Migren ayrıca kaygı ile ilişkilendirilebilir. Migren veya gerginlik baş ağrıları yaşayıp yaşamadığınızı, özellikle her iki tür ağrınız olduğunda da söylemek her zaman kolay değildir.

Migren semptomları, bir çarpıntı veya nabız gibi hisseden ağrılardan oluşur. Yüzünüzün veya kafanızın bir tarafında ağrı, yüzünüzde karıncalanma, kol veya bir tarafta bacakta uyuşma, lekelerin veya yanıp sönen ışıkların görülmesi, sese, ışığa veya sertliğe artan hassasiyet koku, mide bulantısı ve kusma, baş dönmesi, bayılma ve bulanık görme hissi gibi belirtileri vardır.

İlaç tedavisi veya başka bir tedavi olmadan migren atağı günlerce sürebilir. Ağrı o kadar şiddetli olabilir ki, sizi normal faaliyetlerinizden alıkoyar. Hareket veya fiziksel aktivite kendinizi daha kötü hissetmenize sebep olabilir.

Anksiyete cinsel yaşamı etkiler mi?

Endişeli duygular, cinsel dürtünüzü çeşitli şekillerde söndürebilir. Anksiyete başladığı zaman cinsel dürtüleriniz azalır.

Panik ve endişe de vücudunuz üzerinde fiziksel bir etkiye sahip olup, sizi adrenalin gibi stres hormonlarının üretimini hızlandırarak sınırda hissettirir. Vücudunuz fiziksel olarak rahatlayamadığında, cinsel duyumlar büyük ölçüde azalır. 

Anksiyete bozukluğu cinsellik 

Kaygı bozukluğu cinselliği çeşitli biçimlerde olumsuz etkiler. Karşı cins ile yakınlaşmanızı aşırı kaygı, endişe ve panik duyguları engelleyebilir. Ayrıca aşırı kaygı durumlarında kişilerde vajinismus gibi cinsellikle alakalı hastalıklar tetiklenebilir.

Vücudunuzu beğenmenizi önler

Birinin önünde ilk kez çıplak olmak, herkes için sinir bozucudur. Ancak, endişe duyduğunuzda, kendinizi çok bilinçli hissetme olasılığınız daha fazladır ve sözde vücut kusurları konusunda takıntılı olmaya daha yatkın olursunuz.

Kadınlar genel olarak vücut şekilleri veya göğüsleri gibi belirli bir kısmı veya koku alma, tat alma veya belki de hareket etme şekilleri hakkında bilinçli olabilirler. Endişeniz olduğunda, bu öz-bilinçlilik artar.

Kadınlar vücut utançlarından dolayı kendilerini sürekli eleştiriyorlarsa, cinsel zevk alma becerisini tam olarak kapatırlar ve cinsel ilişki sırasında duygusal ve fiziksel olarak tam olarak hissedemezler. Kadınlar böyle durumlarda, partnerleri ile yakınlaşmaktan çekinirler ve daha çok endişe üretmeye başlarlar.

Anksiyete sizi cinsel ilişkiden uzaklaştırır

Korku ve paniğe yakalandığınızda, eşinize fiziksel ya da duygusal olarak yakın olmak istemeyebilirsiniz. Ve geçmiş travmalardan endişe duyan kadınlar için, cinsel dokunuş ve cinselliğin kendisi korkutucu olabilir.

Bir kadın geçmiş travmalarla tetiklenirse, vücudunun tümünün kapanma moduna girmesine neden olabilir. Farkında olmadan, cinsel ilişkiden veya ön sevişmeden kaçınabilirsiniz ve bu ilişkinizi zorlayabilir.

Anksiyete orgazmı zorlaştırır

Sıkışık kaslar, sık nefes alma, ürperme ve diğer fiziksel kaygı semptomları sizin cinsel ilişki kurmanızı engeller. 

Kaygı bozukluğu kaslarınızı çok gergin ve kasılmış hale getiren bir rahatsızlık olan vajinismusu tetikleyebilir, bu durumda cinsel ilişki mümkün değildir. Endişeli düşüncelerle birleşen bu fiziksel değişiklikler, fiziksel cinsel uyarılma konusundaki farkındalığınızı daha da bozabilir.

Anksiyete bozukluğu çalışmaya engel mi?

Anksiyete bozuklukları ile uğraşırken, Sosyal Güvenlik Kurumu durumunuzun anlamlı bir iş yapma yeteneğinizi ne ölçüde etkilediğini dikkate alır. Genellikle, bir anksiyete bozukluğunun fiziksel işe girme kabiliyetiniz üzerindeki etkileri fiziksel bozukluklar kadar belirgin değildir. Bununla birlikte, anksiyete bozukluklarından muzdarip birçok kişi, çeşitli nedenlerle fiziksel iş yapamamaktadır.

Çoğu anksiyete bozukluğu, itme, çekme veya kaldırma yeteneğinizi doğrudan etkilemese de ve zorlanmadan uzun süre ayakta durabiliyor veya oturabiliyorsanız, aşırı endişe duyguları bu eylemleri bir iş ortamında gerçekleştirmeyi imkansız hale getirebilir. 

Hareketsiz çalışma, genellikle el becerisi gerektiren veya düzenli olarak insanlarla uğraşmayı gerektiren tekrarlayan görevleri içerir. Anksiyete bozukluklarından muzdarip olan birçok kişi bu tür işleri başarıyla yapamazlar. 

Anksiyete bozukluğuna dayalı Sosyal Güvenlik Engellilik faydalarına hak kazanmak için, endişenizin dikkat eksikliği, hiperaktivite, aşırı tutuklama, sık panik atak, güvenlik sorunlarına neden olan zorunluluk gibi belirtilere neden olduğunu göstermeniz ve tıbbi olarak onaylatmanız gerekecektir. 

Ek olarak, bu koşullar bir çalışma ortamında çalışmanızı imkansız hale getirmelidir. Talebinizi kendiniz sunabilirsiniz ya da kaygı bozukluğuna dayalı bir engellilik talebinde bulunurken bir avukatın sizi temsil etmesine izin verebilirsiniz.

Anksiyete bozukluğu astsubay olmaya engel mi?

Anksiyete tanısı konmuş ve yeşil reçeteli ilaçlar kullanmış kişiler astsubay olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kabul edilmezler.

Anksiyete bozukluğu olanlar ehliyet alabilir mi? 

Kaygı bozukluğu, fobiler ya da panik atak gibi bozukluklarda hastalığın iyileşme süreci, şiddeti, kullanılan ilaçların özellikleri, hastanın durumu, yeti yitimi gibi faktörlere göre sürücü belgesi almayabilir. Ya da belirli süre kadar sürücü belgesi alabilir.

Anksiyete bozukluğu felç yapar mı? 

Anksiyete duygularımızı etkileyebilmesinin yanı sıra, bu hastalık felce benzeyen fiziksel semptomlara da neden olabilir. Yüzünüzü, kollarınızı, bacaklarınızı veya gövdenizi hareket ettiremediğinizi hissedebilirsiniz.

Bunun gerçekleşmesi için iki sebep var. İlki hiperventilasyondur. Hiperventilasyon çok fazla karbondioksit solumasıdır böylece vücudunuz belirli bölgelerde kan akışını yavaşlatarak tepki verir. Bazı vücut parçaları hareket edemiyormuş gibi hissetmesine neden olan şey budur. Kaslarınız çalışmıyormuş gibi hissetmenize neden olarak karıncalanma veya uyuşuk hissetmeye başlayabilirler. Hiperventilasyon endişe ile tetiklenir ve aynı zamanda endişenizi daha da kötüleştirebilir.

İkinci sorun biraz daha karmaşıktır. Vücudumuz otomatik olarak birçok hareket yapar. Bunlar arasında örneğin göz kırpma, yutma, gülme veya yaklaşmakta olan bir taşıt yüzünden yoldan çekilme gibi hareketler yer almaktadır. Zihniniz nasıl hareket edeceğinizi sinirlerinize işaretler ve siz onları hareket ettirirsiniz. Yürürken, yürümeyi düşünüyor olsanız bile, genellikle kelimenin tam anlamıyla her seferinde bir kas hareketine odaklanmıyorsunuz. Yürüme – tüm hareketler gibi – bilinçsiz ve aklınız tarafından kontrol edilir.

Biri anksiyeteden muzdarip olduğunda, genellikle vücudunun nasıl hissettiğine, yüksek derecede sersemleşmeye ve aksi takdirde kendiliğinden ve otomatik olarak gerçekleştirilebilecek hareketlerin bilincine odaklanır. Gerçekleştirdiğiniz hareketler dizisini aktif olarak tasarlama işlemi, bu işlemlerin normalde gerçekleştirileceği otomatik işleme engel olabilir. Bu, otomatik hareketlerin gerçekleştirilmesini zorlaştırabilir, bir hareketsizlik hissi yaratır.

Bu konular hiçbir zaman kalıcı değildir ve kendinizle çok fazla ilgilenmeniz gereken bir şey değildir ancak kaslarınız veya vücudunuzla ilgili bir sorun varmış gibi hissetmenizi sağlar ve gelecekteki endişenizi artırabilir.

Anksiyete bozukluğu engelli rapor oranı % kaç? 

Anksiyete bozukluğu ilaç tedavisi sonucunda tedavi ile işlevselliği tam düzelen kişilere % 0, tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen kişilere % 25 ve tedavi ile işlevselliği düzelmeyen kişilere % 50 oranında engelli raporu verilir.

 Anksiyete bozukluğu heyet raporu

Anksiyete bozukluğu ilaç tedavisi sonucunda tedavi ile işlevselliği tam düzelen kişilere % 0, tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen kişilere % 25 ve tedavi ile işlevselliği düzelmeyen kişilere % 50 oranında engelli heyet raporu verilir.

Anksiyete bozukluğu gece terlemesi neden olur?

İnsanlar sık ​​sık endişe duymanın yalnızca orantısız endişe ve korku yaşamakla ilgili olduğunu düşünürler ancak bu duygular aynı zamanda birçok fiziksel semptomu tetikleyebilir. Bunlardan biri çok fazla terlemektir. 

Yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu ve sosyal anksiyete bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk gibi hastalıklar gece de dahil olmak üzere aşırı terlemeye neden olabilir.

Aşırı gece terlemesi gibi belirtilerle karşılaşmak, endişenizin kontrol altında olamayacağının bir işaretidir. Endişenizin gece terlerinizin ardındaki sorun olabileceğini düşünüyorsanız, doktorunuza başvurmalısınız. 

Terapi, kaygı önleyici ilaçlar, yaşam tarzı değişiklikleri veya bu seçeneklerin bazı kombinasyonlarını içerebilecek tedavilerden yararlanabilirsiniz.

Anksiyete bozukluğu göz seğirmesi neden olur? 

Endişeli olduğumuzda, bedenlerimiz gerilir ve strese girer. Bu fiziksel reaksiyon sinir sistemlerimizin kararsız tepki vermesine neden olarak sinirlerin uyarıcı kaslarının bükülmesine neden olabilir.

Stres altındayken vücutta fizyolojik şeyler olmaya başlar. Adrenalin ve noradrenalin seviyeleriniz yükselir, sanki vücudunuz bir tür tehlikeye hazırlanır gibidir.

Bu fiziksel yanıt, kas seğirmesini arttırır ve vücudunuzu harekete hazırlar. Artan adrenalin seviyesi de vücudunuzdaki herhangi bir organın ya da gözün seğirmesine neden olur.

Anksiyete bozukluğu hacamat ile geçer mi?

Anksiyete bozukluğu için hacamat destekleyici bir tedavi olarak kullanılabilir. 

Anksiyete bozukluğu hamilelikte nasıl etki eder?

Hamilelikte anksiyete çok yaygındır. Her 10 hamile kadından 1’inde var. Kendinizi başarısız gibi hissetmeyin çünkü başa çıkamıyorsunuz.

Hamilelik çok duygusal bir deneyim olabilir ve bazen duygularınızın yönetilebilir olup olmadığını veya daha ciddi bir şeyin belirtisi olup olmadığını bilmek zor olabilir. Kendinize güvenin. Duygularınızın sizin için normal olup olmadığının en iyi bilecek kişi sizsiniz. Çok endişeli hissediyorsanız veya hamilelik sırasında panik atak geçiriyorsanız, yardım istemek önemlidir.

Gebeliğe özgü kaygılar ve fobiler

Doğum yapma konusunda biraz endişeli veya korkmuş hissedebilirsiniz. Bu çok yaygındır. Hamilelik ve doğum önemli yaşam olaylarıdır bu nedenle bu duyguları hissettiğiniz için kendinizi suçlamayın. Doktorunuz ile konuşmak ve doğum için hazırlanmak gibi bazı olumlu şeyler yapmak size yardımcı olabilir.

Bir fobi, bir şey ile igili ezici ve zayıflatıcı bir korkudur. Nadirdir ancak bazı kadınlar doğum yapmaktan çok korkarlar. Gerçekten bebek sahibi olmak istiyorlarsa bile, yaşamak istemedikleri için doğumdan korkabilirler. Şiddetli doğum korkusu ayrıca doğum yapma kararlarını da etkileyebilir. Buna tokophobia denir.

Bazı kadınlar travmatik doğum deneyimi, düşük veya yenidoğan ölümü geçirdiğinden doğum korkusu geliştirir. Bu durumda, travma sonrası stres bozukluğu olabilir.

İğne fobisi de hamilelikte sorunlara neden olabilir çünkü bazı kadınların önemli kan testleri veya tedavileri yapmaktan kaçınmasına neden olabilir.

Hamileliğinizle ilgisi veya hamileliğinizi etkileyebilecek herhangi bir şey hakkında çok büyük endişe veya terör duyguları yaşıyorsanız, doktor veya aile hekiminizle konuşmak çok önemlidir. Bunun bir psikiyatrist tarafından tedavi edilmesi gerekir.

Anksiyete bebeğimi etkiler mi?

Kaygının veya stresin bebeğinizi etkileyip etkilemeyeceği konusunda endişelenmek anlaşılabilirdir ancak aynı zamanda kısır bir düşünce yaratabilir. Hamileliğiniz sırasında endişeli hissediyor olabilirsiniz, bebeğinizi etkilediğini düşünürseniz daha çok endişelenmeye başlarsınız. 

Özellikle doğru tedaviyi ve desteği alırsanız, bebeğinizin endişenizden etkilenmesi pek olası değildir. Bu yüzden yardım istemeye ve belirtilerinizi yönetmenin yollarını bulmaya odaklanın. Bebeğinize bakmak için elinizden gelen her şeyi yaptığınızdan emin olun.

Hamilelikte anksiyete yaşarsam ne yapmalıyım?

İki haftadan daha fazla bir süredir çoğu zaman endişeli hissediyorsanız, hızlı kalp atışı, hızlı nefes alma, terleme, zayıf hissetme, hasta hissetme ve ishal ile sizi fiziksel olarak hasta hissettiren velirtiler yaşıyorsanız, panik atak geçiriyorsanız, sürekli tekrar eden hoş olmayan düşünceleriniz varsa ve kontrol edemiyorsanız, doğum yapmaktan çok korkuyorsanız, kan testleri yaptırmaktan çok korkuyorsanız mutlaka doktorunuzla görüşmeniz gerekir. 

Şu anda endişeli hissetmiyor olsanız bile, daha önce bir endişe yaşamışsanız doktor veya aile hekiminize bildirin. Akıl sağlığı geçmişiniz hakkında ne kadar çok şey bilirlerse hamileliğiniz boyunca sizi o kadar iyi destekleyebilirler.

Doktor sizi kesinlikle eleştirmeyecek veya bu duygulara sahip olduğunuz için sizi yargılayamayacaktır. Bunun birçok hamile kadının başına geldiğini biliyorlar ve iyileşmenize yardımcı olacak doğru tedaviyi bulmaya odaklanacaklar.

Konuşması zor olan bir endişe bulursanız, randevunuzdan önce nasıl hissettiğinizi yazabilir veya destek için yanınızda anneniz, babanız, kardeşiniz, eşiniz ya da bir arkadaşınızı götürebilirsiniz. Onlardan size eşlik etmelerini isteyebilirsiniz.

Hamilelikte anksiyete tedavisi nasıl yapılır?

Doktorunuz sizinle tüm seçenekleriniz ve her tedavinin artıları ve eksileri hakkında konuşacaktır. Anksiyete, fobiler ve panik ataklar genellikle bilişsel davranışçı terapi, maruz bırakma terapisi gibi terapi türleri kullanılarak tedavi edilir.

Anksiyete bozukluğuna cinler mi sebep oluyor? 

Anksiyete bozukluğu cinler ve diğer canlılarla ilgisi yoktur. Anksiyete bozukluğu cinlerin musallat olması ile ilgili değildir. Tamamen tıbbi bir durumdur.

Anksiyete bozukluğu atlatanların yorumları 

“bu nedir anlamadım gitti..tekrar doktora gittim beyin mr ve eeg çektirdik hepsi temiz çıktı..ama neden bu beynim anlamsız saçma sapan düşüncelrden kurtulamıo..kötü bir haber okusam veya izlesem hmen kendi üstümde yormaya başlıorum..acaba bende böyle olurmuyum acaba bnede yaparmıyım..allahım ne saçma düşüncelrler baş başa kaldım..beynim aynı yerde patenaj çekip duruo..tamamen negatif oldum…korku..endişe..çarpıntı..vs.vs..allahım bi çıkış yolu göster..tıpsa gidiorum..ilaç desen aptal gibi yapıo..bunun bi çaresi olmalı..allah dermensız dert vermemiştir ölümden başka..”

“8 yıl önce OKB ve ağır depresyon teşhisiyle ilaç tedavisi gördüm,4 yıl kdr ilaç kullandım ( lustral ) tamamen iyileştim. ama ilaçları bırakırken o kdr zorlandımki gelin bana sorun bir de! sonrasında farklı bir takıntım oldu bunu da dua namazla atlattım 4 ay kdr sürmüştü ilaç almıcam diye çok direndim vede almadan kurtuldum o zamanda ağır sayılırdım. 3,5 yıldır ohh be kurtuldum şükür derken çok iyiydim çünkü bişeye üzülünce farklı takıntı çıktı 2 aydır var bende bu seferde. demekki üzüntü stres tetiklior bunu.2 aydırda direniyorum ilaç almıyorum ama oldukça kötüyüm ,sanırım 4 yıl ilaç kullandığım devremdeki gibi.ilaç içmedne kurtulmak istiyorum beyin gücü ve namazla. ama olmayacak gibi ..çok zor şeylermiş allah düşmanımızın başına vermesin bu hastalığı.”

“10 ay falan olmuş. Stres bozukluğu, algı bozukluğu, uyku düzensizliği tamamen geçti gibi. Hafif depresif hal devam ediyor. Ağır darbe alsam bile artık baştaki gibi darmadağın olmuyorum. Ayda bir psikoloğa devam. Sanırım 2-3 ay kadar daha giderim. Hiç ilaç kullanmadım. Zorlu bir süreçti. İlaç kullansam belki daha iyi olurmuştu.”

“8 yıl boyunca okb, anksiyete, depresyon için farklı ilaçlar kullanıyorum. İlacı düzenli kullanmak ve yeterli sürede kullanmak çok önemli ama ilacı bıraktıktan sonra tekrar edebiliyor malesef. Benim şu an sinirlerim bozuk, özgüvenim aşırı düşük, kendimi değersiz hissediyorum sporun faydası oluyordu tekrar başlayacağım. muri55 sporu önerebilirim, ben günde yarım saat koşu sonraki yarım saat ise mekik, şınav vs. hareketler yapıyordum, yakında tekrar başlayacağım.”

“Arkadaşlar bende bundan 1 2 ay once cok pıs takıntı vardı coks tres ve depresıf haldeydım ama balık yagı aldım ama bunun ıcın almamıstım omega 3 saglıktır dıye ınanırmısınız ben bır ay sonra fark ettım kı artık bır seylerı takmıyorum yaw arastırdım ınsanın beynıne cok faydası varmıs bunların ozellıkle stres ve depresyon yasayanlar uzerınde cok etkılıymıs ama bunun yanında tabıkı adacayı ve yesıl cay super etkılı oluyor kafa rahat oluyor denemekten zarar cıkmaz arkadaslar gecmıs olsun. ”

YAZAR BİLGİSİ
9 yıldır metin yazarlığı yapıyorum ve hikaye anlatmayı çok seviyorum. Her kadın gibi cilt bakım ve kozmetik ürünlerine bayılıyorum. Herkesin içinde var olan ışığın ve güzelliğin ortaya çıkmasına katkı sağlamak için bu yazıları keyifle yazıyorum. Umarım siz de keyifle okursunuz. İç güzelliğinizi dışınıza yansıtabilmeniz dileğiyle...
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.