Normlar Hiyerarşisi Nedir?
Bir toplumda adaletin tesis edilmesi için en önemli ihtiyaçlardan biri hukuk düzeninin sağlanmasıdır. Bu nedenle devletler kendi hukuk sistemlerini oluşturarak gerekli düzenlemeleri yapar. Bu düzenlemeler yapılırken farklı yazılı kurallar koyulur. Anayasa, kanun ve yönetmelik gibi farklı isimlerle adlandırılan bu yazılı kuralların birbirleriyle çelişmemesi ve birine uygun olan bir düzenlemenin bir diğerine aykırı olmaması gerekir. Normlar hiyerarşisi dediğimiz olgu da bunu ifade eder. Her ülkenin yönetim biçimine bağlı olarak normlar hiyerarşisinde yer alan basamaklar farklılaşabilir.
Normlar Hiyerarşisi Tarihi
Normlar hiyerarşisi kavramı, Hans Kelsen tarafından ortaya atılmıştır. Kelsen, İkinci Avusturya Cumhuriyeti Anayasası’nı hazırlayan kişidir. Aynı zamanda Avusturya Anayasa Mahkemesi yargıcıdır. Kelsen, Avrupa tarzı bir anayasa yargısını savunmaktadır. Hans Kalsen normlar hiyerarşisini de savunduğu yargı sisteminden hareketle geliştirmiştir. Bir piramit gibi düşündüğü normların en üst sırasında temel norma yer verir. Alt sıralarda yer alan normlar da temel normun geçerliliğine dayanarak ortaya çıkar. Yani her norm geçerliliğini üstündeki normlardan alır. Bu mantıktan hareketle altta yer alan normların üstte yer alanlara aykırı olması düşünülemez.
Türkiye’de Normlar Hiyerarşisi Sıralaması
Türkiye, 2017 yılının nisan ayında yapılan referandumla başkanlık tipi hükümet sisteminin ilk adımını atmıştır. 9 Temmuz 2018 tarihinde uygulanmaya başlanan sistem ile Cumhurbaşkanı’nın yetkileri artmıştır. Türkiye’de normlar hiyerarşisi sıralaması Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesi ile birlikte birtakım değişikliklere uğramıştır. Değişimden önceki sıralamada Anayasa, kanun, KHK, temel hak ve hürriyetlere ilişkin milletlerarası anlaşmalar, tüzük ve yönetmelik şeklinde bir sıralama vardı. Yeni düzenleme ile KHK’ların yerini Cumhurbaşkanlığı kararnameleri alırken tüzük kaldırılmıştır.
Anayasa
Bir ülkenin temel yasası olarak kabul edilen anayasalarda; yönetim biçiminden yargılamaya, yasamadan yürütmeye birçok detay yer alır. Bunun yanı sıra temel hak ve özgürlükler, vatandaşlara yönelik hükümler de anayasalarda kendine yer bulur. Kanunlar ve diğer yasal düzenlemeler kaynağını anayasalardan alır. Bu nedenle kanunlar, anayasaya aykırı bir hüküm içeremez.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 1982 yılında yürürlüğe girerek o tarihten bu zamana kadar pek çok değişikliğe uğramıştır. Toplam yedi kısımdan meydana gelen Anayasa’da yer alan kısımlar şunlardır:
- Başlangıç
- Genel esaslar
- Temel haklar ve ödevler
1.Genel hükümler
2.Kişinin hakları ve ödevleri
3.Sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler
4.Siyasi haklar ve ödevler
- Cumhuriyetin temel organları
1.Yasama
2.Yürütme
3.Yargı
- Mali ve ekonomik hükümler
1.Mali hükümler
2.Ekonomik hükümler
- Çeşitli hükümler
- Geçici hükümler
- Son hükümler
Kanun
Yazılı hukuk kaynaklarından biri de kanunlardır. Kanun, Türk hukuk sisteminde normlar hiyerarşisinde ikinci basamakta yer alır. Kanunlar, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve milletlerarası anlaşmalar ile eş değer olarak kabul edilir. Parlamenter hükümet sisteminden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesi ile beraber kanunlarla ilgili birtakım değişiklikler meydana gelmiştir. Bu noktada kanunlarla kararnamelerin birbirinden ayrıldığı yerleri bilmekte fayda vardır:
- Her ne kadar kanun yapma yetkisi halen TBMM’de olsa da yeni sistemde Cumhurbaşkanı da TBMM’nin yetkisine bağlı olmaksızın kararname çıkarabilmektedir.
- Aynı konuda hem kanun hem de kararname çıkarılması halinde kanunlar geçerli sayılmaktadır.
- Kararname ve kanunlarda birbiriyle çelişen maddeler olması halinde kanunda yer alanlar geçerli sayılır.
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi normlar hiyerarşisinde yerini alarak hayatımızın neredeyse her anına etki etmeye başlamıştır. Birçok konuda artık kanunların yerine kararnamelerle düzenleme yapılmaktadır. Cumhurbaşkanı, kararname ile kamuda yönetici olarak görevli kişilerin atama ve görevden alma işlemlerini yapar. Aynı zamanda yürütme yetkisinin kapsamında yer alan düzenlemeleri de kararnameler aracılığıyla yapabilir. Temel haklara ve kişi haklarına ilişkin düzenlemelerin yanı sıra siyasi haklar ve ödevlerle ilgili kararname düzenlenemez. Bir konu hakkında Anayasa’da, kanunla düzenlenmesi gerektiğine yönelik bir hüküm varsa o konuda da kararname çıkarılamaz.
Milletlerarası Antlaşmalar
Normlar hiyerarşisi yeni sisteminde ve eski sisteminde de kanunlarla eşit konumda olan uluslararası antlaşmalar, ülkelerin hukuki bir konu üzerinde anlaşmaya varmaları sonucu onayladıkları belgelerdir. Kanunlarla milletlerarası antlaşma maddeleri arasında hüküm karmaşası olması halinde anlaşma esas alınır. Bu anlaşmalar konusunda kimlerin yetkilendirileceğine yönelik kararı Cumhurbaşkanı verir. Onaylama aşamasında yetki yine Cumhurbaşkanı’nın; onaya uygun bulma yetkisi ise TBMM’nindir. Ticari, teknik ve ekonomik alanlarla yapılan anlaşmalar Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan onaylanabilir. Yapılan anlaşma yürürlükte olan kanunlarda değişiklik yapılmasını öngörüyorsa onaylama ve uygun bulmaya ilişkin kanun çıkarılması gerekir. Milletlerarası anlaşmalar ile ilgili Anayasa’ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.
Yönetmelik
Normlar hiyerarşisinde en alt sırada yer alan yönetmelikler, kanunların uygulanma biçimlerini, kuruluşların çalışma şekillerini gösteren belgelerdir. Yeni sistemle yönetmeliklerin tüzüklerin işleyişini gösterme fonksiyonuna son verilmiştir. Yönetmelik çıkarma yetkisi olan kuruluşlar şu şekilde sıralanabilir:
Detaylı olarak anlatılan yönetmelik nedir yazımızı inceleyebilirsiniz.
- Kamu tüzel kişileri
- Bakanlıklar
- Başbakanlık
- Belediye ve köy yönetimleri
- İl özel idareleri
Norm Denetimi
Yasalarla, yönetmelikle koyulan kuralların sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve normlar hiyerarşisinin işlemesi için denetim aşaması oldukça önemlidir. Temel norm olan Anayasa’ya şekil ve esas yönünden kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygunluğunun denetlenmesi norm denetimi olarak isimlendirilir. Bunun bazı durumlarda istisnası vardır. Olağanüstü haller ve savaş söz konusuysa Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile ilgili Anayasa Mahkemesine dava açılamaz. Norm denetiminde iki farklı yol izlenebilir. Bunlardan biri iptal davası diğeri ise itiraz yoludur. İptal davası soyut, itiraz yolu ise somut norm denetimi olarak adlandırılır. İptal davası, kanunlar ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleri için açılır. İtiraz yolu ise bir dava aracılığıyla gerçekleşir. Sürmekte olan bir dava sırasında uygulanması gereken kanun ve kararnamelerin, Anayasa’ya aykırı olduğuna kanaat getirilirse ya da taraflardan bu yönde bir talep gelirse Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara göre hareket edilir. Anayasa Mahkemesi kararı sonuçlanmadan davaya devam edilmez.