Küba hakkında bilgiler ve Küba’da yaşam
Başkenti ve en büyük şehri Havana olan Küba, Karayipler’de yer alan bir ada ülkesi. Turistler ve yerel halk tarafından kullanılan iki farklı para birimi bulunsa da peso en iyi bilinen para birimi. Yerel halk da aynı zamanda pesoyu kullanmakta. Türkiye aynı zamanda saat bakımından da Küba’dan 8 saat ilerde.
Küba Hakkında Bilgiler
Genellikle yoksul ve büyük sıkıntılar içerisinde olarak nitelendirilen bu ülkenin %60’ı Katolik %24’ü Ateist ve %5’i de Protestan. Halkım geri kalanı ise bir kabile dini ile Hıristiyanlık karışımı olan Santeria inancına sahip.
Karma inanç şekillerini benimseyen bu ülke, pek çok şekilde yoksul kabul edilse de kullanılması gereken doğru yoksulluk değil. İhtiyaçlar karşılansa da lüks ihtiyaçlara ulaşamama durumu Küba’da yaşanmakta. Halk bu durumu pek de zorluk ya da ölmeye yaklaşıp da yoksulluk içinde boğulma olarak görmemekte.
Küba’nın yoksul bir ülke olup olmadığı yıllardır tartışılan bir konu. Ülkede yaşayanların yoksul sayılması için temel ihtiyaçların karşılanamaması, sağlık hizmetinin yetersiz olmadı veya hiç olmaması ya da insanların kalacak bir evlerinin olmaması gibi pek çok şartın karşılanmıyor olması gerekmekte.
Küba’da Yaşam
Küba’da ise insanlar evlere sahip, devlet her ay gıda ihtiyaçlarının %40’ını karşılayan bir karne veriyor, eğitim ve sağlık hizmetleri ücretsiz, yakacak ihtiyaçları havaların soğuk olmamasından dolayı hiçbir zaman yok, konser ve tiyatro gibi pek çok sanatsal faaliyet bedava ya da oldukça uygun fiyata sağlanıyor.
Bu durumda Kübalılar yoksul değil. Ancak pek iyi şartlar altında yaşam sürmüyorlar. Buna maaşlar ve satın alınacak temel ihtiyaçlar üzerinden örnek vermek gerekirse bir doktor aylık 30$ kazanırken 1 ya da 2$’ını 1,5 litrelik suya vermek zorunda kalıyor. Bu da hayat şartlarının ne kadar pahalı olduğunun bir göstergesi.
Küba’da iş imkanları
Herkes ek işler peşinde koşuyor ve eski ya da bakımsız evlerinde bazen sıcak su dahi olmadan yaşamaya çalışıyor. Pek iyi şartlarda yaşamayan Kübalılar yoksul olmasa da zorluk çekiyorlar ve temel ihtiyaçlar harici ihtiyaçlarını karşılamaları pek mümkün olmuyor.
CUC ve peso adı verilen iki para birimi bu ülkede kullanılmakta. 1 CUC, 25 pesoya denk gelmekte. Böyle bir ayrımın yapılmasının sebebi ise yerlilerin pek çok ihtiyacını devlet tarafından daha uygun fiyatlara karşılayabilmesini sağlaması. Bu şekilde ülkede farklı ekonomiler dönüyor ve gelen turistler ile yerliler satın alınan şeyleri farklı fiyatlar ödüyor.
Örneğin turistler markete gittiğinde 2 CUC’a su satın alırken yerlilerin gittiği büfede su 0,6 CUC. Bu fiyatlardaki dengesizlik, bulunan küçük bakkallarda da görülüyor.
Genellikle bu bakkallardan gelen turistlerin alışveriş yapmasına izin verilmiyor çünkü yerel halk alacağı gıda ihtiyacını devletin belirlediği daha uygun fiyatlara alıyor. Bu da ülkede az para kazanmaktan kaynaklanıyor. Özellikle çok kazanması gereken doktor ve öğretmenler dahi olması gerekenin çok altında kazandıkları için pek de bir şeye keyfi olarak harcamaya fırsatları olmuyor.
Öğretmen, doktor gibi pek çok meslek sahibinin farklı ve daha ağır işlerde çalıştığını görmek de mümkün Küba’da. Bu da ek gelir olması için insanların ne kadar zorlandığını gösteriyor.
Aynı zamanda evlerinin odalarını pansiyon olarak kiralayanlar da bölgede oldukça fazla para kazanmakta. Evlerindeki yalnızca bir odayı bir gecelik kiralamaları, bir aylık maaşlarına neredeyse denk düşmekte. Bu sebeple hemen hemen herkes evlerini pansiyon olarak paylaşmakta.
İnsanlar pek çok zorlu işte çalışarak ek gelir sağlamaya çalışmakta. Bunun yanı sıra meslek sahibi olmayanlar da pek çok farklı işte gün içinde çalışarak evlerini geçindirmeye çalışmakta. Lüks herhangi bir tüketim ürününe ulaşmaya çalışmayan Küba halkı, kendilerini geçindirecek kadar kazanmayı uygun görmekte.
Ülke yoksul olmasa da lüks olarak görülebilecek pek çok tüketim ürününe erişmek neredeyse imkansız. Bu insanlar aç değiller ya da hasta olduklarında kolaylıkla tedavi görüp ilaç alabiliyorlar ancak herhangi bir lüks giyim ürününe ya da farklı kıyafetlere ulaşmak halk için pek mümkün değil.
Herhangi bir yere tatile gidemiyorlar ya da beğenilen bir şey satın almak mümkün değil ancak ücretsiz şekilde ya da oldukça düşük ücretlere tiyatro ve benzeri sanatsal ve kültürel faaliyetlere katılmak mümkün.
Burada eğitim ücretsiz ve sağlık hizmetleri de oldukça iyi şekilde işliyor, hasta olunduğunda kolaylıkla az miktarda da olsa ilaca erişmek mümkün ancak ülkeyi gezmek pek mümkün olmuyor.
Kısacası Küba’da temel ihtiyaçlar oldukça iyi şekilde sağlanmasına rağmen kültürel etkinlikler harici pek bir şey ile zaman geçirmek mümkün olmuyor. Ayrıca insanların evlerini dahi yenilemesi ya da eşyalarını değiştirmesi neredeyse olanaksız. Bu gibi şartlarda tedavilerine erişerek, eğitim olarak ve karınları doyarak yaşıyorlar.
Devrim sonrasında bu hale gelen Küba, devrim öncesinde kişi başına düşen gelirin en yüksek olduğu beşinci ülkeymiş. Daha sonrasında tüm şirket ve mallar kamulaştırılmış ve çeşitli ekonomik reformlara gidilmiş.
Ülkedeki insanların mutlu olup olmadıkları da tartışılan bir başka büyük mesele. Buraya gidenlerin çoğu insanların pek mutlu olmadığını söyleseler de aksini iddia eden pek çok kişi de bulunmakta.
Sokakta dolaşan ve geceleri eğlenmek için dışarı çıkan neşeli gençleri, her evden yükselen müzik seslerini, parfüm kokan kadın ve erkekleri burada yaşam sevinciyle dolu bir şekilde gözlemlemek mümkün. Bu da hayat şartları zor olsa dahi insanların mutlu bir şekilde yaşadığının göstergesi.
Sonuçta bölgede bulunan insanlar aç değiller ya da temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar para kazanıyorlar. Lüks tüketim ürünü kullanmaya alışmamış olan bu insanlar, şehirde yaşayan farklı ülkedeki insanlar için yoksul olarak kabul edilse de aslında öyle değiller.
Hiçbir zaman lüks tüketim ürününe alışmadıkları için bunu aramıyorlar da. Oysa ki başka herhangi bir ülkeden götürülüp Küba’da yaşaması için bırakılacak biri burada mutlu olamayacaktır çünkü lüks tüketim ürününe ulaşmak mümkün olmayacaktır.
Bu insanlar arasında ciddi bir dayanışma söz konusu. Dayanışmayı ise bir cümle ile ifade ediyorlar: La Vida Gorda. Bunun anlamı ise şartlardan dolayı insanların yaşamlarına beraber devam edecek olmaları.
Kimse birbirini dışlamıyor ya da birbirine kötülük yapmaya çalışmıyor. Bunun sebebi de zor günlerde dayanışmaları gerektiğinde birbirlerinin arkalarını kollamaları. Örneğin seks işçileri hemen hemen hiçbir yerde kolaylıkla kabul görmeyen bireyler.
Küba’da ise yan komşunuz bir seks işçisi ise onu dışlamak mümkün olmuyor ve dayanışmak mümkün oluyor. Aslında doğru olan bu olsa da hiçbir ülkede bu şartlar sağlanmadığı için insanlar birbirlerini dışlayabiliyor ve birbirlerine ihanet edebiliyor.
Ülkede çeşitli hizmetlere kolaylıkla uygun olarak ulaşmak pek mümkün değil. Bunlardan biri de internet. İnternet erişimi çok sınırlı ve evlerde bulunmuyor. Ücretleri pek erişilebilir olmayan internet bağlantıları yalnızca saatliği 1,30 ya da 2 Euro gibi fiyatlara halka açık otel ya da park gibi alanlarda bulunabiliyor.
Küba’da teknoloji
Halkın buna verecek kadar fazla kazanmadığı düşünülürse internete pek fazla erişim sağlayan da bulunmuyor. Ayrıca internetlere bağlandığında video izleme gibi imkanlar olsa da arama yapmak mümkün olmuyor. Bölgeye gidenlere GSM şirketİ internet veriyor ancak Kübalılara vermiyor.
Daha pek çok yerde görülen ayrımlardan yalnızca biri bu internet meselesi. Bir diğer ayrım ise belli yasak işletmelerde bulunuyor. Kübalıların girmesinin yasak olduğu pek çok lüks işletme de burada yer almakta. Zaten lüks olduğu için bu işletmelere bir Kübalının girmesi de pek mümkün değil.
Küba eğitim sistemi
Ülkede okuryazarlık oranı %99,8. Türkiye’de bu oran %95 ve İspanya’da %98,1. Buradan da anlaşılacağı üzere okuryazarlık oranını geliştirmeye çalışan bu ülke eğitim konusunda belli başlı pek çok şeyi başarıyor.
Aynı zamanda UNESCO’nun yaptığı performans testlerinde Kübalı öğrenciler Latin Amerika ülkelerinin ortalamalarını da geçiyorlar. Bu da öylesine bir eğitim almadıklarını gösteriyor.
Eğitim ve öğretim müfredatlarına aynı zamanda salsa, tiyatro gibi pek çok sanatsal ve sosyal faaliyet de ekleniyor. Bu sayede çocuklar yetişirken pek çok sanatsal faaliyeti öğrenerek aynı zamanda iyi bir eğitim de alıyorlar. Okullarda her 12 öğrenciye 1 öğretmen düşecek şekilde bir planlama yapılıyor.
Türkiye’de ise 2019 yılında hala 40 kişilik ilkokul sınıfları mevcut. Bu da öğrencilerin dikkatlerini toplamasında ve eşit şartlarda eğitim almasında kötü bir büyük etken. Küba ise bunu Türkiye’den önce sağlıyor.
Öğrencilerin formalarını veren devlet, aynı zamanda da eğitimin de bedava olmasını sağlıyor. Ancak öğrencilerin ders kitaplarını kendilerinin alması gerekiyor. Öğretmenler bu konuda çocuklara destek oluyor ve kitabı olmayan öğrenciler de derslerden yararlanabiliyor.
Öğretmenler ülkenin ekonomik durumunu çok iyi bildikleri için kitap alamayan öğrencilerin derslerden geri kalmamasına büyük yardımda bulunuyorlar ve kitap alma gibi bir zorunluluk bulundurmuyorlar.
Türkiye’de ise devlet ders kitaplarını vermesine rağmen öğretmenler pek çok ek kitabı zorunlu şekilde istemekte ve durumu olmayan öğrencilere herhangi bir destek sağlanmamaktadır.
Ülkede kız çocuklarının ve kırsal kesimde yaşayan çocukların da eğitime aynı şekilde katılması sağlanmış durumda. Kimsenin eğitimden geri kalmaması burada oldukça önemli bir mevzu. Türkiye’de ise özellikle doğu kesimlerinde kız çocuklarının okutulup okutulmayacağı hala bir töre meselesi. 6 yaşından 16 yaşına kadar herkesin Küba’da eğitim alması zorunlu.
Küba’da sağlık hizmetleri
Sağlık hizmetlerini ücretsiz şekilde karşılayan Küba devleti, halkın ihtiyaç duyduğu zaman tedavi olmasına oldukça büyük kolaylık sağlamakta. Bu ülkede 100.000 kişiye 627 doktor ve 94 diş hekimi düşmektedir.
Amerika’da ise 100.000 kişiye 225 doktor ve 54 dişçi düşmekte. Sayılara bakıldığında alt yapı ve ilaçların sağlanması durumunda tedavi olmanın da oldukça kolay olacağı bu ülkeye yapılan ambargolardan dolayı ilaçların tamamına her zaman erişim sağlanamıyor.
Oysa ki uygun koşullar sağlansa Amerika gibi gelişmiş bir ülkeyi dahi geçecek doktor ve diş hekimi sayılarına sahip Küba. Bu da demek oluyor ki hastalar daha kolay bir şekilde ve daha kısa zamanda tedavi olabilmektedir.
Türkiye’de oldukça uzun zaman sonrasına randevu almanın sebebi de tam olarak bu. Yeterli doktor ya da diş hekimi bulunmadığı zaman beklenmesi gerekiyor ancak Küba’da durum böyle değil.
Küba’da doktor ve diş hekimleri yeterli olsa da ilaç ve kaynaklar uygun koşulları sağlamaya yetmiyor. Hastanelerin genel anlamda yapısal olarak dökülüyor olması ve içlerinde pek ilaç bulundurmaması insanların doğru tedavi yöntemleri ile kısa zamanda iyileşmesi mümkün olmuyor.
Doktorların tavsiyeleri sayesinde az miktarda ilaç kullanma ile insanlar kolaylıkla hastalıklarına çare bulabiliyor. Burada evler genellikle kötü durumda ve yaşam alanı çok küçük dahi olsa evlerde oldukça kalabalık şekilde yaşam sürdürüyorlar.
Kübalıların alışveriş yapması için küçük mahalle bakkalları bulunuyor ancak içlerinde pek fazla çeşit yok. Devlet zaten Kübalılara her ay et, süt, pirinç gibi temel gıdaları için yardımda bulunuyor. Bu yardımlar ise herkesin beslenme ihtiyacına göre değişiklik gösteriyor.
İnsanlar burada genel anlamda fazla rahatlar. Örneğin otobüsler erken geldiğinde kalkacağı saati beklemeden 1 saat öncesinde dahi kalkıp gidebiliyorlar. Herhangi bir yer işletenler yada bir şeyler kiralayan dükkanlar çalışma saatlerine hiç dikkat etmiyorlar ve keyiflerine göre gidip geliyorlar. Sistemlerinde düzen yok, işleyiş bozuk ve buna isyan edenler için ise söylenen tek bir çok bilinen sağlam söz var: This is Cuba.
Burayı aynı zamanda otellerde kalarak tanımak ya da zengin yerleri gezerek anlamak oldukça zor. Kübalıların evlerinde kalarak ve gerçekten sözde yoksul olduğu düşünülen yerlerde gezerek Küba’yı anlamak daha mümkün.
Herhangi bir yarın dışarıda yemek yemeye gidildiğinde kocaman porsiyonlar ile karşılaşmak Küba’da mümkün. Karides, ıstakoz, et, tavuk ya da balık yemek burada çok pahalıdır.
Türkiye’de 150 TL’ye yenecek olan ıstakoz orada maksimum 30 TL’ye mal oluyor. Özellikle tropikal meyveler gelen ziyaretçileri mutlu eden bir diğer lezzet. Buradan Küba kahvesi içmeden de dönmek olmaz. Geleneksel Küba yemekleri de tadılarak yanında geleneksel Küba içkileri de içilebilir.
Bölgede gezmek pek keyifli olduğu gibi oldukça uzun süre kalmak pek de mümkün değil. Maksimum birkaç gün sonra sıkılmak olası. Küba, özellikle de Kübalı vatandaşlarına yaptığı ayrımcılıklar ile giden ziyaretçileri dahi sinir etmekte ve bu yönü ile de pek çok farklı şekilde dikkat çekerek tepki almakta ancak Kübalılar bu durumlara alışık olduğu için yukarıda bahsedilen mutluluk kavramı gibi, daha fazlasını aramamaktadır.
Küba’da mutlu olmayı etkileyen pek çok faktör vardır ancak bunların çok benzerlerine Türkiye’de de Fransa’da da Amerika’da da denk gelmek mümkündür. İnsanlar ekonomik zorluğu her ülkede çekmektedir.
İş ya da soysal hayat ile ilgili pek çok zorluk ile gün içerisinde karşılaşılmaktadır ancak bu etkenlerin tamamı toplandığında dahi insan en ufak bir şey gerçekleştiğinde mutlu olabilmektedir. Küba’da yaşayan halk da bu şekilde herhangi bir zorlama olmadan yaşayıp gitmektedir ve mutlu durumda oldukları da incelemeler sonucunda söylenebilir.
Aç olmamaları, kalacak yer sıkıntısı yaşamamaları, lüks arayışında olmamaları, sağlık hizmetlerine kolaylıkla erişebiliyor olmaları ve kısıtlı miktarda da olsa ilaç elde edebiliyor olmaları bu bölgede yaşayan Küba halkının ortalama bir hayat şartına sahip olmasını sağlar ve gördükleri kaliteli eğitim ile ilerleyen yıllarda daha da iyi şekilde kalkınarak büyümeleri de belki söz konusu olabilir. Ülkenin uyguladığı sıkı baskıları zamanla yıllar geçtikten insanların üzerinden kalkmaktadır. Bu da rahatlamaya ve daha çok kazanıp daha çok harcayabilmeye yarar.
İnsanlar geçim sıkıntısı pek çekmiyor olsa da lüks ya da keyif içinde de yaşamadıkları için genellikle oraya gezmeye gidenlere ya da bölge şartlarını araştıranlara Küba oldukça yoksul ve mutsuz bir ülke gibi görünmektedir.
Bölge halkı oldukça rahat bir yaşam tarzını benimsediği için de mutludurlar. Pek fazla şeyi kafasına takmayan halk, genel anlamda çektiği zorluklara rağmen ve yaşadığı koşullara rağmen mutlu bir hayat sürdürmektedir. Buna da maddi yetersizlikler ya da tedavi olmak için ilaç alamama gibi faktörler çok büyük ve aşılması zor kötü etkilerde bulunmamaktadır. Her derde deva olacak olan şey Kübalılar için kafaya takmamak ve rahat bir yaşayış şeklini benimsemek herhalde.