Başkanlık Sistemi Nedir?
Her ülke farklı bir sistem ile yönetilir. Yönetim sistemlerinin klasik olarak bildiğimiz tanımlarının içerisine, ülkelerin geleneklerinden ya da kendine has liderlik anlayışlarından kaynaklanan özellikler de eklenir. Türkiye’nin de içinde bulunduğu toplam 46 ülke bugün başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Hem avantajları hem de dezavantajları olan bu sistemi, ülkenin mevcut koşulları açısından da ele almak gerekir.
Yönetim sisteminin zararlı bir yapıya dönüşmemesi, denetim mekanizmalarının tam olarak işlemesi ile alakalıdır. Hiçbir koşulda denetlenemeyen başkanlık sistemi, ülke çıkarlarının yerini kişisel çıkarların almasına neden olur. Aynı zamanda demokrasinin önemli bir parçası olan muhalefet kesiminin de hiçbir etkinliğinin kalmamasına yol açar. Dünyada başkanlık sisteminde örnek gösterilen ülkelerin başında Amerika gelir. Türkiye’deki sistem ise bazı yönleriyle Amerikan tarzı başkanlıktan ayrılmaktadır.
Amerikan Tipi Başkanlık Sistemi
Amerikan tipi başkanlık sisteminde başkanın sorumlulukları şu şekilde belirlenmiştir:
- Yürütme görevi başkan tarafından üstlenilmiştir.
- Başkan, aynı zamanda başkomutan unvanına da sahiptir.
- Yasa önerisi hazırlayabilir.
- Dış politikayla ilgili kararlar alır.
ABD’de yasama organı Kongre’dir. Kongre, Temsilciler Meclisi ve Senato’dan meydana gelir. Temsilciler Meclisi de görev süresi iki yıl olan milletvekilleri bulunur. Senato’da ise siyasi parti üyesi ya da bağımsız senatörler yer alır. Senatörler, 6 yıl görev yapar. Amerikan tipi sistemde Başkan’ın yetkilerine bazı sınırlamalar getiren uygulamalar vardır. Bunlardan biri yasaların onaylanması sürecinde uygulanır. Başkan’ın yasayı veto etmesi halinde Kongre’de 3’te 2’lik bir çoğunluk sağlanması durumunda veto geçersiz kılınabilir. Başkan’ın yaptığı atamalar, bazı durumlarda Senato engeline takılır. Bunun yanı sıra diğer yürütme faaliyetlerinin de Senato tarafından iptal edilmesi söz konusu olabilir. Örneğin; başkanın atadığı bakanlar, bürokratlar; Senato’nun çoğundan destek görmezse yerine yenileri atanabilir. ABD Anayasası, Kongre’nin görevini kötüye kullanmasını engelleyen düzenlemelere de sahiptir. Buna göre; adam kayırma, eyaletler arası ticareti zorlaştırıcı vergiler koyma, yargısız infaza yol açacak kanunlar çıkarma gibi işlemler yasaklanmıştır.
- ABD ye başkanlık sistemi ne zaman geldi: 1792 yılında
Türk Tipi Başkanlık Sistemi
Türk tipi başkanlık sistemi, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olarak da adlandırılır. Bu sistemde partili bir Cumhurbaşkanı, halk oylaması sonucu atanır. Görev süresi beş yıl olan Cumhurbaşkanı, iki defa seçilebilir. Yeni düzende devlet başkanının yasama yetkisi de mevcuttur. Başkan, bu yetkisini genellikle kanun hükmünde kararnameler aracılığıyla kullanır. Kanun hükmünde kararnameler konusunda da belirli sınırlamalar vardır. Buna göre:
- Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, yürütmeye ilişkin konular hakkında çıkarılır.
- Temel haklar, kişi hakları ve ödevleri; siyasi haklar ve ödevler hakkında kararname çıkarılamaz.
- Anayasa’da kanunla düzenlenmesi gerektiği belirtilen ya da hakkında açık bir kanun hükmü bulunan konularda kararname çıkarılmaz.
- Aynı konuda hem kanun hem de kararname varsa kanun maddesi geçerli kabul edilir.
Türk tipi sistemde, Cumhurbaşkanı’nın cezai sorumluluğu da vardır. Meclis, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile soruşturma açılması yönünde önerge verebilir. Önergenin kabulü ise üye tam sayısının beşte üçünün onayıyla mümkündür.
- Türkiye’ye başkanlık sistemi ne zaman geldi: 9 Temmuz 2018 tarihi itibarıyla uygulanmaya başladı.
Başkanlık Sisteminin Parlamenter Sistem İle Farklılıkları
Başkanlık sistemini parlamenter sistemden ayıran temel fark, yasama ve yürütme ilişkisidir. Parlamenter sistemde yürütme organı, başbakan ve bakanlar kurulundan oluşur. Parlamento tarafından seçilen bu kişiler, yasamaya karşı sorumludur. Başkanlık sisteminde ise devlet başkanının yasama karşısında herhangi bir sorumluluğu yoktur. Başkan, halk tarafından seçilir ve sadece halka karşı sorumludur. Parlamenter sistemde yürütme yasamayı; yasama da yürütmeyi feshedebilir.
- İlginizi Çekebilir: Hukukun Yazılı Kaynakları Nelerdir?
Başkanlık Sisteminin Güçlü Yanları Nelerdir?
Tüm yönetim biçimlerinin yanlış insanların elinde bir despotizm aracına dönüşme ihtimali vardır. Burada önemli olan demokrasinin her zaman ön plana alınması ve ülke çıkarlarının her şeyin üzerinde tutulmasıdır. Başkanlık sistemi de bu açıdan ele alındığında yetkinin tek elde toplanması açısından sakıncalı olarak görülse de istikrar ve karar alma mekanizmasının hızlı işlemesi yönüyle avantajlıdır. Parlamenter sistemlerde çok başlı yönetim anlayışı, hükümetlerin istikrarlı bir politika izlemesinin önünde önemli bir engeldir. Başkanlık sisteminde bu sorun ortadan kalkar.
Başkanlık Sistemini Zayıf Yanları Nelerdir?
Başkanlık sistemine yöneltilen eleştirilerin başında, yetkinin kötüye kullanılması gelir. Özellikle liyakatin hiçe sayıldığı atamaların yapılması, siyasi çatışmaların artması ve yasama-yürütme anlaşmazlığının ortaya çıkması için başkanlık sisteminin daha elverişli olduğu söylenebilir. Türk tipi sistem açısından ele alındığında ise meclisin her ne kadar başkan hakkında soruşturma yetkisi olsa da Cumhurbaşkanı’nın partili olması ve bu partinin de mecliste çoğunluğa sahip olması; sürecin işlemesini zorlaştırır. Yüce Divan’a sevk sürecinde de benzeri bir durum söz konusudur. Yargıda üst düzey atamaların devlet başkanı tarafından yapılması, yargı tarafsızlığını da tehlikeye atar.
- İlginizi Çekebilir: Normlar Hiyerarşisi Nedir?
Yarı Başkanlık Sistemi
Yarı başkanlık sistemi hem parlamenter sistemden hem de başkanlık sisteminden izler taşır. Bu sistemde parlamentonun seçtiği hükümet başkanının yanı sıra halk tarafından seçilen devlet başkanı da vardır. İki başlı olan yürütmede hükümet, meclise karşı sorumludur. Yarı başkanlık sistemini uygulayan ülke Fransa’dır.
Türkiye’de Başkanlık Sistemine Neden İhtiyaç Duyuldu?
Türkiye’de başkanlık sistemine geçilmesinde asıl amaç genel olarak koalisyon hükümetlerinin yaşadığı anlaşmazlıklar ve cumhurbaşkanı-hükümet anlaşmazlıkları, sistem değişikliğinin nedenleri arasında gösterilebilir. Yaşanan sorunların çözülememesi nedeniyle hem ülke ekonomisi hem de halk ciddi zarar görmüştür. Düşmek bilmeyen enflasyon rakamları, artan hayat pahalılığı ve birçok sorun; uzun yıllardır Türkiye’nin bir sistem değişikliğine ihtiyaç duymasına neden olmuştur. Burada hangi sistemin tercih edileceğinden ziyade yeni yönetim tarzının eskisini aratmayacak türden olması önemlidir.
Türkiye’de halkın çözüme kavuşmasını istediği başlıca konular; liyakatsizlik, işsizlik, yoksulluk olarak sıralanabilir. Son yıllarda gittikçe artan oranda yargı sistemine de eleştiriler yöneltilmektedir. Uzun yıllardır tartışılan konu olan; yargıda atama sisteminde yapılan değişiklikler, suça değil suçluya göre muamele yapılmasına yol açmaktadır. Yapılması gereken yürütmeden ve yasamadan tamamen bağımsız hareket etme gücüne sahip bir yargı düzeni kurmak; yasamayı da işlevsiz kılmadan düzenin adil bir şekilde işlemesini arzu edilmektedir.